| Amaçlarının sadece onu korkutmak olduğunu anladıktan sonra bile Aaron hâlâ kendine gelememişti. | Open Subtitles | حتى بعد أدرك هارون أنهم يحاولون تخويفه فقط، كان لا يزال مستاء جدا. |
| Sadece onu biraz korkutmak istemişlerdi. | Open Subtitles | وددنا تخويفه و حسب، هذا كلّ ما بالأمر. |
| Ama sadece korkutmak için de yapılmış olabilir. | Open Subtitles | -إلا إن كان الغرض هو تخويفه فقط |
| Tekrar tekrar korkutmaya çalıştı ama her götürüşünde geri dönüp durdu. | Open Subtitles | حاول مراراً تخويفه لإبعاده، لكن في كل مرة كان يبعده فيها، يظل يعود مجدداً. |
| Gözünü korkutmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | إنني أحاول تخويفه |
| Isabel'den uzak durması için korkutmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يحاولان تخويفه ليبتعد عن (إيزابيل). |