| Ortadan kaybolmaya söz verdiğin için yaşamana izin verdim ama buradasın. | Open Subtitles | تركتكِ تعيشين لأنكِ وعدتيني بالاختفاء و مع ذلك، ها أنتِ ذا |
| Senin bir kere gitmene izin verdim. Bir anlaşma yaptık, ben uydum. | Open Subtitles | لقد تركتكِ تمضين مرّة، لقد عقدنا اتفاق وقد احترمته |
| Seni orada bıraktığım için üzgünüm. Etrafımdaki insanlar ölmeye başladı. | Open Subtitles | مرحباً، آسف أنّني تركتكِ هناك، فالناس يميلون للموت حولي. |
| Kat, arabayı aldım. Sizi bıraktığım yerde buluşalım, tamam mı? | Open Subtitles | قابليني بالمكان الذي تركتكِ به.. |
| Ama güzel tarafından bak, bu kez arabayı sana bıraktım. | Open Subtitles | لكن انظري للجانب المشرق، تركتكِ مع سيارة هذه المرّة |
| Sizi böyle küçük düşmüş olarak ölmeye terk etsem küçük kızım hakkımda ne düşünürdü? | Open Subtitles | الآن, ماذا ستفكر ابنتي عني إذا تركتكِ هكذا لتحظي بالخزي و الموت؟ |
| Madem bu kadar tehlikeliyim, neden seni benimle yalnız bıraktı? | Open Subtitles | .. حسناً ، إن كنت خطراً جداً لماذا هي تركتكِ وحدكِ معي ؟ |
| Kendi güvenliğin için oradasın. Seni bırakırsam, parçalara ayrılırsın. | Open Subtitles | إنّكِ هنا من اجل حمايتكِ، إن تركتكِ تخرجين، فستُقطعين أشلاءً. |
| Gitmene izin verdim çünkü ihtiyacın olan her şey olmam gerektiğini düşündüm. | Open Subtitles | تركتكِ تذهبين لأنني ظننت أنني يجب أن أكون كل شيء لكِ. |
| Beni bu ameliyata ikna etmene nasıl izin verdim bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أصدق بأنني تركتكِ تقنعيني لأقوم بهذا أصلاً |
| Kendi istediklerini yapmana izin verdim, kendi hobilerini bulmana kendi garip müziklerini dinlemene. | Open Subtitles | تركتكِ تقومين بأموركِ الخاصة وتجدين هواياتكِ تستمعين لموسيقاكِ الغريبة |
| Yaşamana izin verdim, ne biliyorsan anlat. | Open Subtitles | تركتكِ تعيشين اخبرينى بما تعرفى |
| Yaşamana izin verdim, ne biliyorsan anlat. | Open Subtitles | تركتكِ تعيشى اخبرينى بما تعرفيه |
| Seni bıraktığım için üzgünüm. | Open Subtitles | آسف لأنني تركتكِ |
| Oh, şuna bak, aynı bıraktığım gibi. | Open Subtitles | أنظري، تماماً كما تركتكِ |
| Tam da bıraktığım yerdesin. | Open Subtitles | ها أنتٍ ذا... تماماً حيث تركتكِ |
| Bende bıraktım şimdi roller değişti ben kardeşini dövüp, kızkardeşimi bırakmasını söyledim. | Open Subtitles | . لقد تركتكِ . و الآن قمت بضرب أخاك ، و حذرته بأن يترك أختي |
| İçeri tıkmak yerine serbest bıraktım seni. | Open Subtitles | لقد تركتكِ فى حال سبيلك بدلاَ من وضعكِ فى السجن |
| Seni çok uzun zaman rahat bıraktım. | Open Subtitles | تركتكِ وشأنكِ لفترة طويلة جداً |
| Oysa ki hepimiz Tara'nın seni bu yüzden terk ettiğini biliyoruz ama kimse korkusundan birşey diyemiyor. | Open Subtitles | حين أن جميعنا يعرف بأن تارا تركتكِ والآن الجميع يخشي أن يقول أي شئ لكِ |
| ..kardeşinin bir hoşça kal demeden seni terk ettiğini düşündün. | Open Subtitles | ظننت أن شقيقتك تركتكِ دون أن تقول لكِ وداعــاً |
| Annem seni dinlenmen için yalnız mı bıraktı? | Open Subtitles | متعبات أمي تركتكِ بسلام؟ |
| Bak, üzgünüm ama burada seni bıraktı. | Open Subtitles | انظري، آسف لأنها تركتكِ. |
| Hayır, sizi bırakırsam en iyi ihtimalle şikâyetçi olacaksın. | Open Subtitles | لا, لا, أذا تركتكِ تذهبين في أفضل الأحوال ... في أفضل الأحول ستوجهين التهمَ لي |