| Seni kullandı, hastalık bulaştırdı ve sonra ardına bakmadan terk edip gitti! | Open Subtitles | أنه آذاكِ، وأصابكِ بمرض تناسلي ومن ثم ترككِ كالكلبة |
| Ve o orospu çocuğunu terk ettiğin için seni suçlamıyorum, ama anlamadığım şu... | Open Subtitles | و لَن ألومكِ على ترككِ ذلكَ اللعين لكن ما لا أفهمُه |
| Sen böyle ağlamak üzereyken seni yalnız bırakamam. | Open Subtitles | بعدما رأيتكِ على وشك البكاء، لا يُمكنني ترككِ هُنا لا يمكنني فِـعل هذا |
| Seni bırakmak istemiyorum ama gidip şarkı söylemek zorundayım. | Open Subtitles | أنا لا اريد ترككِ لكنى يجب أن اذهب لأغنّى لهم |
| Ve onların yokluğu sizi cadı avcılarına karşı tamamen korumasız bıraktı. | Open Subtitles | وغيابهم ترككِ غيرَ محميةٍ بالكامل ضدَ صائدي السحرة |
| Ama okulunu yahut hayatını etkileyen bir noktaya gelmişse bunu daha fazla sürdürmene izin veremem. | Open Subtitles | لكن انا لايمكنني ترككِ تتابعي هذا الطريق الى مرحلة حيث يسيطر على حياتها او يتداخل مع عملها المدرسي |
| Ama seni orada bırakamazdım yaralı ve yalnız. | Open Subtitles | ولكني لم أستطع ترككِ هناك، مجروحه و وحيده. |
| Seni burada ölüme terk ettiğini görmek, seni şaşırtmıyor mu? | Open Subtitles | ألستِ مندهشة أنه ينوي ترككِ هنا لتموتي ؟ |
| Serena senden, benim bir gün uyanıp seni terk ettiğimi ve bilerek geri dönmediğimi düşünmeni istemiyorum. | Open Subtitles | لحاجتها الإبقاء على حياتها على حياتكِ سيرينا , لا اريدكِ ان تفكري أني استيقظت يوماً ما وقررت ترككِ |
| Şoförün seni terk etmişti. Seni yaya bırakmak istemedim. Çok korkmuştu. | Open Subtitles | حسنٌ، مُقلّتكِ تركتكِ، و لم أرِد ترككِ شاردة. |
| Korkarım ki seni burada tek başına bırakamam. | Open Subtitles | أخشى أنني لا يمكنني ترككِ هنا بدون حراسة |
| Korkarım seni burada tek başına bırakamam. | Open Subtitles | أخشى أنني لا يمكنني ترككِ هنا بدون حراسة |
| - Bunu öğrenmem gerek. - Seni burada bırakamam Susie. | Open Subtitles | يجب أن أتأكد من ذلك لا استطيع ترككِ هنا (سوزي) |
| Seni öldürmek zorunda değilim. Seni böyle bırakmak zorunda da değilim. | Open Subtitles | لست مُضطراً لقتلك، كما أنه لن يسركِ ترككِ هكذا |
| Senin kocan seni bir terapi merkezinde çürümeye bıraktı. | Open Subtitles | حسناً، ما يُسمى زوجكِ ترككِ تتعفنين في دار الرعاية. |
| O piç heriften ne kadar nefret etsem de onu öldürmenize izin veremem. | Open Subtitles | بقدر ما أكره هذا اللعين فلا يمكنني ترككِ تقتلينه |
| Yani, seni sokakta bırakamazdım. | Open Subtitles | إذاً، لم أتمكن من ترككِ في الشّارع هكذا. |
| Seni yatağa üç gün kelepçeli bırakan adam kimse önünde saygıyla eğiliyorum. | Open Subtitles | الذي ترككِ مكبّلة بالأغلال .. في الفراش لثلاثة أيام فله كلّ الإحترام |
| Nasıldı? Seni bırakıp dostunla birlikte olan adam? Phillip? | Open Subtitles | هل ترككِ من أجل صديقتك المقربة؟ |
| Fenerleri buraya koymana kim izin verdi? | Open Subtitles | من ترككِ تضعين المصابيح هنا؟ |
| Peki seni bıraktıktan sonra, tüm paranı alıp ortadan kaybolduktan sonra ilk ne zaman gördün? | Open Subtitles | إذاً ، بعدما ترككِ بعدما أخذ أموالك وأختفى متى كانت المرة التالية التي رأيتيه فيها؟ |
| Keşke bir daha gitmene izin verebilsem, ama... | Open Subtitles | ليتَ باستطاعتي ترككِ تفلتين مجدداً , لكنكِ تعلمين |
| - Biri öldü de yetkileri sana mı kaldı? | Open Subtitles | لأن احد مات و ترككِ هكذا؟ |
| Ofiste ne olursa olsun, seni yemekte asla yalnız bırakmamalıydım. | Open Subtitles | لم يكن مفترضاً بي ترككِ على العشاء، مهما كان ما يجري في المكتب. |