| Yani, beni bir gün kayak yapmaya davet ediyor, öbür gün vazgeçiyor. | Open Subtitles | في يوم يتم دعوتي لرحلة تزلج و في اليوم الآخر يتضح العكس |
| Yani, beni bir gün kayak yapmaya davet ediyor, öbür gün vazgeçiyor. | Open Subtitles | في يوم يتم دعوتي لرحلة تزلج و في اليوم الآخر يتضح العكس |
| Neden o adamı rahat bırakıp, gidip kar kayağı falan izleyerek otuzbir çekmiyorsun? | Open Subtitles | واذهبوا للإستمتاع في محل فيديوا أو تزلج في مكان آخر |
| Bahar tatili için kızlarınn sörf ve boogie tahtalarına ihtiyaçları var. | Open Subtitles | الفتاة بحاجة إلى ألواح تزلج جديدة أو شيء لقضاء إجازة الربيع |
| Önce kaykay yapan kartaloz bir çukulata sandım seni. | Open Subtitles | أتعلمين , للوهلة الاولى ظننتك زبيبة قديمة تركب لوح تزلج |
| Kız paten yapıyor. O kadar dönmekten beyni sulanmış. | Open Subtitles | انها لاعبة تزلج انها مصابة بالدوار من كثرة الدوران |
| - O kıçı kayak pantolonunda görmek isterdim. - Ne demek şimdi bu? | Open Subtitles | انا احب ان اضع تلك المؤخرة في بنطال تزلج ماذا يعني ذلك ؟ |
| kayak sopası ya da eldiven gibi, karın yüzeyinde kalabilecek bir şey yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك عصي تزلج أو قفازات او شيء علي الثلج من أعلي |
| Her neyse, her yıl tüm şirketi alıp kayak gezisine götürüyoruz. | TED | لكن على أي حال، كل عام نأخذ كل الشركة في رحلة تزلج على الجليد. |
| Çadırın çatısında birbirine bağlı iki kayak batonu görebilirsiniz. | TED | يمكنك أن ترى عصاتي تزلج خارج سقف الخيمة. |
| Kanada dağlarında bir kayak tatili planlıyorduk. | Open Subtitles | في الحقيقة، نحن سنذهب في إجازة تزلج علي الجبال الكندية |
| Noel'de Cortina'da bir kayak tatili yapmayı planlıyoruz. | Open Subtitles | نُخطط في عيد الميلاد أن نقوم برحلة تزلج إلى كورتينا |
| Neden o adamı rahat bırakıp, gidip kar kayağı falan izleyerek otuzbir çekmiyorsun? | Open Subtitles | واذهبوا للإستمتاع في محل فيديوا أو تزلج في مكان آخر |
| Dietrich benden kar maskesi almamı istemişti. Bende duruyorlar. | Open Subtitles | طلب منى ديتريش أن اشترى قناع تزلج أمتلك بالفعل العديد منهم |
| Babaannenin sana Noel de aldığı bir kar beresi. | Open Subtitles | إنها قبعة تزلج أهدتك أيها جدتك بمناسبة عيد الميلاد |
| Skysurfing ayağa takılan bir sörf tahtası ile yapılan skydiving. | TED | والتزلج الهوائي بإستخدام لوح تزلج في الأقدام |
| Bunlar, az önceki çalışmamızda kullandığımız sörf tahtasındaki diş izleri. | Open Subtitles | هذه هنا نوع من العضات اللتى شاهدناها على اجسام وضعناها هناك لوح تزلج في حالتنا هذه |
| Aslına bakarsan, kaykay bu işi pek güzelleştirmiyor. | Open Subtitles | مصور : إن كنت لا تزلج صغيرا لا يجعل هذا جميلة. |
| Tekerlek depomuz ya da orta halli paten sahamız olmazdı... | Open Subtitles | ما كنا لنحصل على ساحة إيطارات أو ساحة تزلج |
| Her kelimesi kılıç ya da buz pateni gibi keskin olmalı. | Open Subtitles | كل كلامه حاد كما السيف أو تزلج على الجليد، |
| İkinci sırada Zephyr kay kay Takımından gelecek vaat eden... | Open Subtitles | وفي المركز الثاني، ركوب ل لوحات تزلج الزفير، جاي أدامز |
| Kuzey Kutbu'na ise ben dahil... ...sadece 4 kişi kayakla tek başına yolculuk yaptı. | TED | وأربعة أشخاص فقط بما فيهم أنا. قامو برحلة تزلج منفردة إلى القطب الشمالي. |
| Saçmalık.Yakın geleceğimde jet Ski yapıcağımı sanmıyorum. | Open Subtitles | هذا غير منطقى بالمرة انا لا ارى اى عربات تزلج على الجليد فى مستقبلى |
| Diz sörfü, becereceğinden kuşkuluyum. | Open Subtitles | إنه تزلج على الركبة و أنا متأكدة تماماً من أنك لا تستطيع القيام به |
| Uçağın arkasından su kayağı yaptı, üstüne atladı... | Open Subtitles | انة تزلج علي الماء خلف الطائرة , وقفز عليها |
| Babanın spor dalını değiştirmesini isteyen bir bobsled'çiydi. | Open Subtitles | أوه، أجل, ذلك المجنون كان لاعب تزلج في الألومبيات وقد حاول أن يقنع والدك بتغيير رياضته |
| Bazı şeyler değişiyor, şimdi uluslararası Snowboard yıldızıyım. | Open Subtitles | يجب أن تتغير الأوضاع الآن بما أنني نجمة تزلج عالمية. |
| Bu -35 derecenin altında 2 hafta sürecek köpek kızak yarışı. | Open Subtitles | هذا سباق تزلج للكلاب يمتد لأسبوعين فى درجة حرارة -35 درجة |
| Unutma, kaymaya başlarsan panik yapma ve kaydığın yöne çevir. | Open Subtitles | وفقط تذكر ان بدءت الهبوط لا تفزع وحولها الى تزلج |