| Eğer bir aile olmakla ilgilenmiyorsanız o zaman birlikte olmayı hak etmiyorsunuz demektir. | Open Subtitles | لانه ليس لديكم اي اهتمام بشان عائلتكم انتم لا تستحقون اي وقت معاً |
| Ona da göster. Ama sizler daha büyüğünü hak ediyorsunuz bence. | Open Subtitles | ـ أعرض المقطع عليه ـ لكن أظن جميعكم تستحقون شيئاً أكبر |
| İşinizin güvende olduğunu, burada olmayı hak ettiğinizi mi sanıyorsunuz? | Open Subtitles | تعتقدون أنكم تستحقون أن تكونوا هنا أن عملكم بأمان ؟ |
| Çocuklarım, benim en iyi yanlarım ve hepiniz benden daha iyisine layıksınız. | Open Subtitles | أطفالي هم أفضل جزء منى جميعا تستحقون أفضل مني |
| Sizler 10 Emir'i almaya layık değilsiniz. | Open Subtitles | أنتم لا تستحقون أن تستلموا هذه الوصايا العشر |
| Ve eğer yapabiliyorsanız, sanki başarmayı hak ediyor gibi sayılmaz mısınız? | TED | وحتى إذا استطعتم، ألا يبدو أنكم تستحقون النجاح؟ |
| ve bunu hak ettiniz. | Open Subtitles | تتعرضون لهذا الشيء طالما أنتم على قيد الحياة، صحيح؟ إنكم تستحقون هذا الشيء. |
| Siz, ateş mangasının askeri saygınlığını hak etmiyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم لا تستحقون الشرف العسكري للإعدام رميا بالرصاص |
| Zekisiniz, potansiyeliniz var ve şu an sahip olduğunuzdan daha iyi bir yaşamı hak ediyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم أذكياء, و قادرون و تستحقون حياة أفضل من التي حصلتم عليها |
| Aferin, anne. Akşam dışarı çıkmayı hak ediyorsun. | Open Subtitles | حسنا , هذا جيد لك انتم تستحقون ليلة بالخارج |
| Çok iyi, kırmızı takım. Çok iyi. Bunun için bir kasa birayı hak ettiniz. | Open Subtitles | عمل رائع أيها الفريق الأحمر ، رائع تستحقون علبَ جُعة |
| Sizin gibi asalakların subay olmayı hak ettiğini mi sanıyorsunuz? | Open Subtitles | أيها الحمقى هل تظنون أنكم تستحقون أن تصبحوا ضباطاً؟ هل تظنون؟ |
| Kendinize samuray demeyi hak etmiyorsunuz. | Open Subtitles | لا تستحقون اطلاق على أنفسكم لقب محاربي الساموراي |
| Siz polisler söylediğim gibi otobüse saldıracağımı filan sanıyorsanız kafanızda birer deliği hak ediyorsunuz demektir. | Open Subtitles | اذا اعتقدتم ايها الشرطة انني ساهاجم الحافلة بالطريقة التي ذكرت تستحقون ان يطلق النار على رؤؤسكم |
| Gerçektende bir lahitte yaşamayı hak ettiğine inanıyor musun? | Open Subtitles | أتعتقدين حقاً انكم تستحقون المكوث فى قبو ؟ |
| Birbirinize layıksınız. | Open Subtitles | أنتما الإثنان تستحقون بعضكم البعض |
| Canın cehenneme! Tam da birbirinize layıksınız! | Open Subtitles | أنتم الاثنين تستحقون بعضكم |
| Sizler 10 Emir'i almaya layık değilsiniz. | Open Subtitles | أنتم لا تستحقون أن تستلموا هذه الوصايا العشر |
| Beyler, bana burada olmayı hakettiğinizi söylediniz. | Open Subtitles | لقد أخبرتوني أنك تستحقون المجيء هنا أيها السادة |
| Ama beyler, sırf haketmiş olmanız... onu size verecekleri anlamına gelmez. | Open Subtitles | لكن أيها السادة ليس بمعني أنكم تستحقون الربح فهذا يعني أنهم سيعطونه لكم |
| Açık konuşacağım. Alacağınız ek ödeme koca bir sıfır. | Open Subtitles | لأكون واضحًا، أنتم لا تستحقون أي شيء |
| Harikasınız ve burda olmayı hakediyorsunuz | Open Subtitles | وانتم يا شباب هنا لإنكم تستحقون ان تكونوا هنا |
| İşte çocuklar. Bence bu sizin hakkınız. Hadi gidelim. | Open Subtitles | تفضلوا يا أولاد ، أعتقد تستحقون هذه ، لنذهب |
| Siz barış içinde yaşanacak uzun ve mutlu bir hayatı hakettiniz. | Open Subtitles | انتم تستحقون الحياه السعيده المديده في سلام |
| Siz.. unutulmuşsunuz İsim haketmiyorsunuz | Open Subtitles | أنتم منسيون لا تستحقون أن يكون لكم اسماء |