| Ama uzun dilli sekreter bana haftada 5 aşk romanı ödünç aldığını söyledi. | Open Subtitles | لكن السكرتير هذا طليق اللسان أخبرني أنكِ تستعيري 5 قصص حب في الإسبوع. |
| Öyle bir ev arkadaşı olmak istemem ama benimkileri ödünç alabilirsin diyemem. | Open Subtitles | أكره أن أكون رفيقة السّكن، لكنّني لم أقول يُمكنكِ أن تستعيري صدريّتي. |
| İstediğin her şeyi ödünç alabilirsin fakat önce bir şey söylemen gerekir. | Open Subtitles | أعني أنه يمكنك أن تستعيري أي شيء ترغبين به ولكن ينبغي أن تقولي شيئاً |
| Sus. Pilav pişirme makinemi iki yıllığına "ödünç" almadın sen. | Open Subtitles | أنت لم تستعيري مني قدر طبخ الأرز لمدة عامين. |
| Benim Treo 650'mi ödünç alabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تستعيري التريو 750 بتاعي |
| Benim Treo 650'mi ödünç alabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تستعيري التريو 750 بتاعي |
| Sana yardım ederim. Silahımı bile ödünç alabilirsin. | Open Subtitles | سأساعدك يمكنكِ حتى أن تستعيري مسدسي |
| Bundan sonra, başkalarından ödünç alma. | Open Subtitles | من الآن فصاعد، لا تستعيري من أحد. |
| Bunun dışında istediğin her şeyi ödünç alabilirsin. | Open Subtitles | تستطيعين أن تستعيري أي شيء لي عدا هذه |
| Sana birkaç ödünç elbise vereyim mi? | Open Subtitles | هل تريدين أن تستعيري بعضاً من ملابسي؟ |
| Bir arkadaşından ödünç alabilir misin? | Open Subtitles | أيمكنكِ أن تستعيري واحدا من صديقتك؟ |
| Bir arkadaşından ödünç alabilir misin? | Open Subtitles | أيمكنكِ أن تستعيري واحدا من صديقتك؟ |
| Bunları benim için ödünç almanız çok kibar. | Open Subtitles | لطفٌ منكِ أن تستعيري هذه لأجلي. |
| Paper popolarımı ödünç almak ister misin? | Open Subtitles | أتريدي أن تستعيري كيس مؤخرتي الورقي؟ |
| Benimkini ödünç alabilirsin. | Open Subtitles | يمكنني أن تستعيري واحداً مني |
| Telefonumu ödünç almak ister misin? | Open Subtitles | هل تريدين أن تستعيري هاتفي ؟ |
| Diğer günlerden ödünç almamız gerekecek. | Open Subtitles | يجب ان تستعيري مني |
| - İstediğini ödünç alabilirsin. | Open Subtitles | -تستطيعين أن تستعيري أي شيء تريدينه |