| Rafine şeker yememe izin vermiyorsun. Kepekli makarnadan içim dışıma çıktı. | Open Subtitles | إنكي لا تسمحين لي بتناول السكر ولقد مللت من الباسطا البنيه |
| Uslu olacağıma söz verirsem babamı görmeme izin verecek misin? | Open Subtitles | إن وعدتك بأن أكون مطيعة فهل تسمحين لي برؤية أبي؟ |
| Bir haftalığına kalmasına izin verdiğiniz bu kişilerle Floressa etkileşim halinde miydi? | Open Subtitles | يلتزمن به بشكل كامل و الناس الذين تسمحين بدخولهم لإجازة الأسبوع الكامل |
| -Etrafa bakmamın sakıncası var mı? | Open Subtitles | هل تسمحين لو نظرت في المكان ؟ في الواقع أنا |
| Sergiyi gezdirme şerefini bana lütfeder misiniz? | Open Subtitles | هل تسمحين لي بشرف مصاحبتك في ارجاء المعرض |
| Pekala, buna başlamadan önce şu pulları Alabilir miyim? | Open Subtitles | قبل أن نبدأ كل ذلك هل تسمحين لى بالطوابع ؟ |
| - Bakabilir miyim? | Open Subtitles | ـ هل تسمحين ليّ ؟ |
| Anestezi uzmanı olarak çalışmama izin vermekle bir şey kaybetmezsin. | Open Subtitles | أنتِ لن تخسري شيئاً عندما تسمحين لي بالعمل كطبيب مخدّر |
| Öyle bir kalınkafalının kızına kur yapmasına bile izin verilmemeli. | Open Subtitles | كيف تسمحين لشخص أحمق مثله أن يتودد إلى ابنتكِ حتى؟ |
| Belki güzel yerlerini size göstermeme izin verirsiniz o hâlde. | Open Subtitles | إذن ربما تسمحين لي أن أريك بعضًا من أروع أماكنها؟ |
| Yani, erkek arkadaşını destekledin kardeşinin garajında uyumasına izin verdin. | Open Subtitles | أقصد، أنتِ دعمتِ حبيبكِ تسمحين لشقيقك بأن يسكن في المرأب |
| Anestezi uzmanı olarak çalışmama izin vermekle bir şey kaybetmezsin. | Open Subtitles | أنتِ لن تخسري شيئاً عندما تسمحين لي بالعمل كطبيب مخدّر |
| Caroline Meade, kocana bu köle arttırması düşüncesi için nasıl izin verebilirsin? | Open Subtitles | سيدة كارولين ميد، كيف تسمحين لزوجك أن يقوم بهذا المزاد |
| Eğer bir sakıncası yoksa sizi kontrol etmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد فحص بعض الوظائف الحيويّة عندكِ لو كنت تسمحين |
| - sakıncası var mı? - Buyrun, rica ederim. | Open Subtitles | هل تسمحين لى بشرف الرقص معكِ ؟ |
| Bu dansı bana lütfeder misiniz, hanımefendi? | Open Subtitles | هل تسمحين لي بهذه الرقصة، يا آنستي؟ |
| Bayan Tommasi, bu dansı bana lütfeder misiniz? | Open Subtitles | سيدة تومازي هل تسمحين لي بهذه الرقصة؟ |
| Cipslerini yemeyeceksen ben Alabilir miyim? | Open Subtitles | إن كنت لن تأكلي هذه الرقائق، هل تسمحين لي؟ |
| -Morluk olmasa da şuram ağrıyor. Bakabilir miyim? | Open Subtitles | لا أثر لكنني أتألم هنا - هل تسمحين ؟ |
| Evinizdeyken rahatsız ettiğim için üzgünüm, efendim. Lütfen Girebilir miyim? | Open Subtitles | آسفة على إزعاج منزلك هل تسمحين بالدخول ؟ |
| İzin veriyorsun diye seninle oynamasına müsaade edemezsin. | Open Subtitles | لا تستطيعين ذلك. إنه يخدعكِ، لأنكِ تسمحين له أن يخدعكِ |
| - Seninle bir saniye konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | هل تسمحين لي بالتحدث معك لمدة دقيقة واحدة؟ |
| Sence bu yaptığımı telafi edebilir miyim? | Open Subtitles | هل تظنين أنه بإستطاعتك أن تسمحين لي بإصلاح الوضع ؟ |
| Oturabilir miyim? | Open Subtitles | هل تسمحين لى بالجلوس؟ |