| Ginn geminin belleğinde, ...dışarı çıkınca seni daha iyi duyacak değil ya. | Open Subtitles | إنها فى ذاكره السفينه ليس كأنها يمكن أن تسمعك بشكل أفضل أو أسوء فى الخارج عندك |
| Bırakın gideyim! - Virginia, Bayan Hart seni duyacak. | Open Subtitles | -فيرجينيا " ، إن الآنسة " هارت " سوف تسمعك " |
| Bakıcım duyabilir. 12'den sonra çıkmam yasak, eğer yataktan çıktığımı görürse bütün çikolatalarımı alır. | Open Subtitles | ششش, قد تسمعك, لقد خرجت من الثانية عشر ستأخذ حلوى ام اند امز مني |
| Bir şey söyleme. Seni duyabilir. | Open Subtitles | لا تقل اي شيء من الممكن ان تسمعك |
| Dikkat et de Anne Marie böyle şeyler dediğini duymasın. | Open Subtitles | من اللأحسن ألا تجعل أنا مارى تسمعك تتكلم بهذا الهراء |
| Chantal bizi duyamaz. Hiçbir şeyi duyamaz. | Open Subtitles | لن تستطيع شانتال أن تسمعك و الباب مغلق 0 |
| Eski dadın bile duyacak nasılsa. | Open Subtitles | حتى تستطيع مربيتك القديمة أن تسمعك. |
| Ayrıca annem duyacak. Sesini alçalt. | Open Subtitles | ثانياً، سوف تسمعك الآن أمي إخفضي صوتك |
| duyacak seni. Fil gibi kulakları var. | Open Subtitles | .صه، سوف تسمعك .لديها أذن مثل الفيل |
| Sessiz ol, seni duyacak. | Open Subtitles | بهدوء, انها سوف تسمعك |
| O bir örümcek gibidir, bekler... öldürmek için - Roger, seni duyacak. | Open Subtitles | روجر أنها سوف تسمعك |
| Annem hemen şurada. Seni duyabilir. | Open Subtitles | أمّي هناك هي يمكنها أن تسمعك الآن |
| Eğer yeteri kadar yüksek sesle bağırırsan belki seni duyabilir. | Open Subtitles | إذا صرخت عاليا كفايه من الممكن أن تسمعك |
| Tamam mı? Seni duyabilir ama İngilizce anlamıyor. | Open Subtitles | إنها تسمعك, لكنها لا تفهم الإنجليزية |
| Aman Bayan Dudley dediğinizi duymasın. Bizim için elinden geleni yapıyor. | Open Subtitles | لا تترك السيدة دادلي تسمعك تقول ذلك الان هي تعطينا أفضل ما لديها |
| Bayan Hearst bu dediğinizi duymasın. | Open Subtitles | لا تدع السيدة تسمعك تقولها |
| MatiIde duymasın! | Open Subtitles | يا له من سؤال لا تدع (ماتيلدا) تسمعك |
| Seni duyamaz. Sağır ve dilsizdir. | Open Subtitles | إنها لا تسمعك, إنها صماء وخرساء |
| Kizim seni göremez ve duyamaz. | Open Subtitles | ـ ابنتي لا يمكن أن تراك أو تسمعك |
| İnsanlar böyle konuştuğunu duyarsa başımı büyük belaya sokabilirsin. | Open Subtitles | بإمكانكِ إيقاعي في الكثير من المتاعب، الناس تسمعك حينما تتحدّث هكذا. |
| Bu yüzden kendi başına yiyemiyor, konuşamıyor, nefes alamıyor ve kesinlike seni duyamıyor. | Open Subtitles | حتى أنها لا تستطيع أن تتكلم، لا تستطيع ، الحديث لا تستطيع التنفس من تلقاء لها... وأنها بالتأكيد لا تسمعك. |
| Belkide seni duymamistir. | Open Subtitles | حسن, ربما لم تسمعك |