| "Anna asla seni seviyorum, demez, fakat davranışları hep sevgi doludur" demişti. | Open Subtitles | "آنا" لم تقل بأنني أحبك ولا مرة، لكن تصرفاتها دائماً مملوؤة بالحب" |
| Gitmeden önceki son günlerde davranışları nasıldı? | Open Subtitles | كيف كانت تصرفاتها بالأيام السابقة لرحيلها؟ |
| - Son zamanlarda tuhaf davranıyor. | Open Subtitles | نعم, ريجينا بدأت تصرفاتها غريبة نوعا ما مؤخرا |
| Tuhaf davranıyor. | Open Subtitles | تصرفاتها غريبة كما قال الطبيب هذا الصباح |
| Annesinin avlanmasını izleyip onun hareketlerini taklit ederek kendi avlanma yeteneklerinin temellerini atmaya başlıyor. | Open Subtitles | بمشاهدة أمه وهي تصطاد ومحاكاة تصرفاتها ..يبدأ في اكتساب مهاراته الأساسية الخاصة بالصيد |
| Bu onun yapacağı bir şeye benzemiyor, yani... eğer bunu kastedip, sınırlarını belirlemiş olsa bile, ne değişir ki? | Open Subtitles | ان هذا حقاً لا يبدو من تصرفاتها, لكن .. اقصد حتى لو كانت تفعل ذلك وتحدد منطقتها ما الذي يجعل الامر مختلفاً ؟ |
| Kızın davranışlarını Jungian taktikleriyle çözmeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | نعم يا رجل, أنت تحاول فهم تصرفاتها من خلال أمثله واضحة. |
| - Her ne kadar karışık olsa da kardeşinin davranışlarının garip olduğu gerçeğini göz ardı edemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكن أن نتجاهل حقيقة أن تصرفاتها مجنونة |
| Her zaman onun garip davranışlarından bahsediliyor, sen onu hep savunuyorsun. | Open Subtitles | كل وقت أذكر تصرفاتها الشاذه تقوم أنت بالدفاع عنها |
| davranışları daha önce hiç tatmin olmadığını düşünmeme sebep oldu. | Open Subtitles | أي من تصرفاتها لم يشر إلى أنه تم إرضائها من قبل |
| Roma'da, davranışları ve hastalıkları büyük gecikmelere ve gereksiz masraflara yol açan Elizabeth Taylor'a karşı çok yumuşak davranıyorlardı. | Open Subtitles | في روما، كان مسؤولو الشركة يتعاملون مع إليزابيث تايلور برفق شديد على الرغم من تصرفاتها و مرضها المتكرر قد تسببت في تأجيلات و تكاليف باهظة |
| davranışları hala şüpheli olabilir ve bizi ele verebilir. | Open Subtitles | قد تجلب تصرفاتها الاسـئلة الكثيرة |
| davranışları bana biraz... | Open Subtitles | تصرفاتها تبدو لي |
| davranışları, ama yaradılışı değil. | Open Subtitles | تصرفاتها ولكن ليس طبيعتها |
| Onun davranışları garip değil. Lou sana söyledi. | Open Subtitles | تصرفاتها ليست شاذه ليو أخبرك |
| Bir süredir biraz garip davranıyor. | Open Subtitles | لقد كانت تصرفاتها غريبه منذ فتره الأن |
| Çok yazık çünkü genç Bayan Varens o burada olduğunda aklı başında davranıyor. | Open Subtitles | إنه لأمر مخجل فالآنسة (فارونز ) تراقب تصرفاتها عندما يكون موجوداً |
| Bir süredir farklı davranıyor. | Open Subtitles | لكن كانت تصرفاتها مختلفه |
| hareketlerini, ruh halini ve her türlü detayı aktarıyordum. | Open Subtitles | والتقرير بتحركاتها ، تصرفاتها أية تفاصيل |
| Sözlerini iyi tartın ve hareketlerini yakından inceleyin. | Open Subtitles | -و أن تزنوا كلماتها و تدققوا فى تصرفاتها |
| Ne yapacağı hiç belli olmaz ama bu almak zorunda olduğumuz bir risk. | Open Subtitles | تصرفاتها دوماً قد تكون غير متوقعة ولكن تلك مخاطرة علينا أن نتقبلها |
| Hak etmediği yardım paralarının davranışlarını değiştirmediği görülüyor. | Open Subtitles | يبدو أنها غير قادرة على التخلي عن تصرفاتها بالتظاهر أنها تمثل جهة ليست معنية بها |
| Dedektif Lisbon'ın, Red John olayındaki davranışlarının kısmî soruşturması gereği kendisi görevden geçici olarak uzaklaştırıldı. | Open Subtitles | العميلة (ليزبن) ستبقى موقوفة عن العمل، ريثما تحقق الإدارة من تصرفاتها في مسألة (ريد جون). |
| Bu davranışlarından dolayı kendimi suçladığım için kızgınım. | Open Subtitles | أنا غاضبة لأنّني ألوم نفسي حول تصرفاتها. |