"تصعّب" - Traduction Arabe en Turc

• zorlaştırma
• zorlaştırıyor
• zorlaştırıyorsun
• yokuşa

Bunu kendin için daha da zorlaştırma. Bunu sana hiçbir şey hissettirmeden yapabilirim.
لا تصعّب الأمر على نفسكَ، فبوسعي قتلكَ بما لن يؤلمكَ قطّ.

O da zorlaştırma istemiyordu.
فلم ترد أن تصعّب الأمر عليك أكثر

Lütfen bunu zaten olduğundan daha da zorlaştırma.
رجاءً، لا تصعّب الأمر أكثر ممّا هو عليه!

Teorik olarak kişinin ikinci kez düşünmesini zorlaştırıyor.
نظرياً، تصعّب عليهم أن يتردّدوا

Sana inanıp inanamayacağımızı bilmemek, bunu zorlaştırıyor.
تصعّب من هذا الأمر

Denize seferimize vakit ayarlamak için arıyordum ama sen bu işi oldukça zorlaştırıyorsun.
أحاول أن أحجز رحلتي البحرية القادمة لكنك تصعّب الأمر عليّ

- Ne yardımı? Daha zorlaştırıyorsun.
أنت تصعّب عليّ المهمة ، إرفعها

İşi yokuşa sürme.
لا تصعّب الأمر.

Bu işi olduğundan daha da zorlaştırma, abi.
لا تصعّب الأمر أكثر مما ينبغي يا أخي.

Benim için daha da zorlaştırma
لا تصعّب الأمر أكثر عليّ.

Bunu daha zorlaştırma.
لا تصعّب الأمر على نفسك.

İşleri daha da zorlaştırma.
لا تصعّب الأمر أكثر ممّا عليه

- Lütfen işleri zorlaştırma.
أرجوك لا تصعّب الأمر.

Bunu daha da zorlaştırma.
-لا تصعّب الأمر أكثر

Lütfen bunu zorlaştırma.
-لا تصعّب من الأمر، إتّفقنا؟

Wendy senin için durumu zorlaştırıyor. - Neden hala orada çalışıyor?
تصعّب (ويندي) الأمور عليك لمَ لا تزال تعمل؟

Peter ve senin için hayatı zorlaştırıyor mu?
هل تصعّب عليك الحياة أنت و "بيتر"؟

- Seni güvende tutmamı zorlaştırıyorsun.
أنت تصعّب علي أمر إبقائك في أمان.

Neden işleri bu kadar zorlaştırıyorsun?
لماذا تصعّب الأمور هكذا؟

Sana yardım etmeye çalışıyorum, Sherrod ama sen bunu çok zorlaştırıyorsun.
أنا أحاول مساعدتك يا (شيرود) لكنك تصعّب عليّ الأمر

Walden, neden işleri bu kadar yokuşa sürüyorsun?
(والدن)، لما تصعّب الأمر؟