| Buhar makinasının tamiri için onun yardımına ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | لقد إحتجت مساعدته في تصليح الماكنة البخارية. |
| San Diego'daki cinayetlerle çakışan bir tamirci arıyorum. | Open Subtitles | أَبْحثُ عن رجال تصليح لهم دور في جرائمِ القتل في سان دياغو |
| Bu batakhanenin onarım parasını içki fiyatlarından çıkarıyorlar. | Open Subtitles | ازدياد في أسعار البار لدفع تصليح هذه البالوعة |
| Biz dışarı çıktığımzda ve sen Bulaşık Makinası tamircisi görürsen ne olacak? | Open Subtitles | ماذا لو كنا بالخارج ورأيتِ عامل تصليح مايتاغ؟ |
| O yüzden dizgideki kağıtları düzeltmek zorunda kaldı. | Open Subtitles | لذا فاضطر للعودة و تصليح الأوراق في لوح الطباعة |
| Yani paranı almak için can atıyorlar ama iş bir şeyi tamir etmeye geldiğinde şansın açık olsun. | Open Subtitles | أعني أنهم سعيدون بأن يأخذوا أموالك لكن عندما تحتاج إلى تصليح شيء ما لا يتم بسهولة |
| Fakat motorları çalıştırmazsan, hepimizin tamire ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | لكننا سوف نحتاج تصليح اذا لم يكن لديك محركات تعمل |
| 2 yıl önce ise aniden köprüyü onarmak istediler. | Open Subtitles | قبل عامين طلبوا فجأة عامل تصليح |
| Reaktör tamiri için izin istiyoruz Kaptan. İzin verilmiştir. | Open Subtitles | نطلب الإذن لتنفّيذ تصليح المفاعل, كابتن الرّفيق |
| Nohara ve ailesi genellikle sadece alışveriş, yakıt veya tekne tamiri için karaya çıkıyorlar. | Open Subtitles | نوهاراوعائلتهاتزوراليابسةعادة ًلمبادلةالرزبالوقود ، أو من أجل تصليح القوارب. |
| Bay Barnes, klima tamiri dünya çapında elit bir ailedir ve kökeni medeniyetin başına dek uzanır. | Open Subtitles | تصليح المكيفات هو أمر يقوم به النخبه منذ البدايات الأولى للحضارة |
| Eski araba tamirinden hoşlanıyor. Belki de tamirci falandır? | Open Subtitles | يحب تصليح السيارات القديمة ربما يكون ميكانيكي ؟ |
| Hiçbir şeyi tamir edemeyen birine... nasıl tamirci diyorsunuz anlamıyorum. | Open Subtitles | لا اعرف كيف يمكن ان تسميه عامل تصليحات ان كان بعد قدومه لم يتم تصليح الألة |
| Diyafram onarım atölyesi diye bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك مثل هذا الشيء كدكان تصليح حجاب حاجز. |
| Birkaç ay dayanır, fakat sadece geçici bir onarım. | Open Subtitles | بإمكانها ان تصمد لعدة اشهر لكنه مجرد تصليح مؤقت |
| Evet, şehirde bir sürü pencere tamircisi olduğuna eminim. | Open Subtitles | نعم، أعتقد أن هناك الكثير من شركات تصليح النوافذ في هذه البلدة |
| Sanırım bir kablolu televizyon tamircisi vardı. | Open Subtitles | يوجد رجل تصليح كابل التليفزيون |
| O yüzden dizgideki kağıtları düzeltmek zorunda kaldı. | Open Subtitles | لذا فاضطر للعودة و تصليح الأوراق في لوح الطباعة |
| Bak, bir avuç seks robotu parçasıyla portal tabancamı tamir etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | إنني أحاول تصليح جهاز البوابة عبر استخدام قطع آلات الجنس ويجب أن أفعل ذلك بيد واحدة |
| Radarının tamire ihtiyacı var. | Open Subtitles | في المستقبل الردار خاصتها يحتاج إلى تصليح |
| Bu şeyi onarmak ne kadar tutuyor biliyor musun sen? | Open Subtitles | هل تعلم كم يكلف تصليح هذا الشيء ؟ |
| Aletler, nesneler, tamirat. Erkekler bunu yapmaktan hoşlanır. | Open Subtitles | الأدوات، الأشياء، تصليح الأشياء، هذا ما يستمتع الرجال بعمله |
| Foon, çatıdaki deliğin tamirini bitirdin mi? | Open Subtitles | فون , هل انتهيت من تصليح الثقب الذي بالسطح |
| tamirine 20 bin dolar harcamışsın. | Open Subtitles | أنت مدينة ب 20.000 دولار لورشة تصليح السيارات |
| Pekala, rafı tamir et, garajı süpür, çiçekleri temizle... | Open Subtitles | حسناً ، تصليح الرّف كنس المرأب ، وإلتقاط الأوراق.. |
| Dedenin yaptıklarını düzeltmeye çalışacağım. | Open Subtitles | أحاول تصليح بعض الامور التي قام بها جدّك |
| Bu şirketi kurmamdaki amaç modemleri tamir etmekten fazlasını sunabileceğimizdi. | Open Subtitles | السبب الوحيد لتأسيسي هذه الشركة هُو لأنّ لدينا الكثير لنُقدّمه من تصليح مُوجّهات! |
| Sizce şimdi bu radyatörü tamir etme şansınız var mı? | Open Subtitles | هل تعتقد أن هناك أمل في تصليح المدفئة الآن |