| Bu boktan yemeği yiyip ardından dua ediyoruz zaten. | Open Subtitles | هذا الطعام السيء , هل تصلّين بعد تناول للطعام |
| İstersen, sen dua ederken arabaya göz kulak olabilirim. | Open Subtitles | إذا رغبتِ سأراقب السيّارة بينما أنتِ تصلّين |
| Ve o kadar kuvvetli dua ediyorsun ki, kalbimi kırıyorsun. | Open Subtitles | وأنتِ تصلّين بإجتهاد، لدرجة أنكِ فطرتِ قلبي. |
| Şu anda Izzie ölsün diye dua etmek için mi buradasın? | Open Subtitles | وهل أنتِ الآن هنا تصلّين أن تموتَ (إيزي)؟ |
| Kimin için dua ediyordun? | Open Subtitles | لأجل منْ كنتِ تصلّين ؟ |
| Ganesha'na dua ettiğinde, yapacağın şeyin doğru şey olduğunu sana söyler. | Open Subtitles | (عندما تصلّين لـ(غانيشا سيقول لك بدوره أن ما تقومين بفعله هو الشيء الصائب لفعله |
| - Bekleyip dua edeceksin. dua ediyorsan tabii. | Open Subtitles | تنتظرين وتصلّين إن كنت تصلّين |
| - Rajan sık sık dua ettiğini söyledi. | Open Subtitles | (راجان) قال إنك تصلّين عادة بلى |