| Ve bu pislikleri yayına koyan kanala da yazıklar olsun. | Open Subtitles | عار على شبكة التلفزيون التي تضع هذه التفاهات على الهواء |
| 2000 yaşında olması bu kemiği, kesin olarak Tunç Devrine koyar. | Open Subtitles | حوالي 2.000 عام تضع هذه العظمة بشكل يقين في العصر البرونزي |
| bu yeşil ekranı evime koymana izin vermem hayatımdaki en büyük hatalarımdan biri... | Open Subtitles | تركك تضع هذه الشاشه الخضراء في شقتي كان واحد من أسوء أخطاء حياتي |
| Bunları ağzına koymazsan, kendilerini senin kan dolaşımında bulmazlar! | Open Subtitles | لا تضع هذه في فمك ولن ينتهي بها الحال في عروقك |
| Hey dostum gemi geldiğinde... Bunları yükleyebilir misin? | Open Subtitles | يا صاح قل ذلك للصحافة هل يمكنك أن تضع هذه الحقائب على متنها ؟ |
| Bütün bu bilgileri bir araya getirerek böyle şeylerin neden olduğunu görmeye başlayabilirsiniz. | TED | لذا فيمكنك أن تضع هذه الأمور معاً وتبدأ في رؤية سبب حدوث أمور كهذه. |
| - Küçük bir arabanın yerine bu tankı nasıl sokmaya çalışırsın? | Open Subtitles | لماذا تحاول أن تضع هذه الدبابة في هذا المكان الضيق؟ |
| bu sefer sucu bana atamazsın. bu şansı tepersen, sorumlu sensin. | Open Subtitles | لن تضع هذه عليّ انت ستعطل هذا ، إنه بسببك |
| Zaten dertli olan bir başa, neden bu dertlerle saldırıyorsun? | Open Subtitles | لماذا تضع هذه المشاكل على عقلك المريض أساسا؟ |
| Neden zaten yorgun olan bu dimağı daha da yoruyorsun? | Open Subtitles | لماذا تضع هذه المشاكل على عقلك المريض أساسا؟ |
| Zaten dertli olan bir başa, neden bu dertlerle saldırıyorsun? | Open Subtitles | لماذا تضع هذه المشاكل على عقلك المريض أساسا؟ |
| Sonra bu holografik tekrarlayıcıyı vücuduna yerleştiriyorsun ve anında taramadan geçirilen insanın görüntüsünü alıyorsun. | Open Subtitles | ثم تضع هذه المحاكيه في مكان على جسمك وتفعلها ثم تقوم على الفور بأخذ مظهر الشخص الذي تم مسحه |
| Bence bu kediyi listene almalısın, Earl. | Open Subtitles | أعتقد أنه يجب أن تضع هذه القطة على قائمتك |
| bu durumdayken mantıklı olan tek şey, bunu götüne sokmak. | Open Subtitles | الشيئ المنطقيّ الوحيد للقيام به في هذا الموقف أن تضع هذه عميقاً في مؤخرتك. |
| insanlardan bu posterleri evlerine, işyerlerine asmalarını istiyoruz. | Open Subtitles | ونريد الناس أن تضع هذه الملصقات على منازلهم وأماكن أشغالهم |
| bu tırtılı şu kızın elbisesinin içine sok bakalım. | Open Subtitles | اتحداك ان تضع هذه الحشرة في ملابس تلك الفتاة |
| Eğer o akıllıysa ki bence öyle üzerinde çalıştığınız bu hikâyeyi rafa kaldırır ve unutulur. | Open Subtitles | وإن كانت ذكية.. وإنّي لأظنّها كذلك سوف تضع هذه القصة القصيرة التي عملتما عليها في الجارور |
| Bunları arabanın bagajına koyup benim için bunlardan kurtulmanı istesem ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيّك لو طلبتُ منكَ أن تضع هذه... بصندوقُ سيارتك وأن تتخلص منها؟ |
| Ben de ona: "Hey, neden Bunları bagaja koymuyorsun?" dedim. | Open Subtitles | قلت له, "لمَ لا تضع هذه في صندوق السيارة؟" |
| Bunları gerçekten vücüduna sokuyor musun? | Open Subtitles | هل تضع هذه الأشياء فى جسدك فعلا؟ |