| Neden Eskiden eşimle birlikte yaptığımız gibi yapmadığımızı anlamıyorum. | Open Subtitles | لما لا نفعل ما تعودنا ان نفعله انا وزوجتي |
| Eskiden domuz gibi giyinir ve şehirdeki bütün barlara kapak atardık. | Open Subtitles | تعودنا التأنق كالخنازير وقصد كل حانة في المدينة. |
| Ok-Okul karnavalı diyorum, Eskiden gelir sağlamak içindi. | Open Subtitles | مهرجان المدارس الذي تعودنا, اه, جمع المال له |
| Çünkü her gün televizyonda, sinemada karşımıza çıkıyor. Ve biz de artık alıştık. | Open Subtitles | ، نحصل على الكثير منه في الأفلام، على التلفزيون لذا تعودنا كثيراً على إستخدامه |
| Görüyorsunuz ki, hepimiz kütleçekimin tek bir şey yapan bir kuvvet olduğu fikrine alışkınız, cisimleri birbirine çektiği fikrine. | TED | كما ترون ، فقد تعودنا ان الجاذبية هي قوة تفعل شيئاً واحداً فقط تسحب الاشياء مع بعضها |
| Yeme o zaman. Eskiden açık büfe kahvaltı olurdu. | Open Subtitles | لذا لا تأكله فقد تعودنا على خدمة فطور كامل |
| Babanla Eskiden beri yaşarız böyle şeyler. | Open Subtitles | أنا وأباكم تعودنا أن نفعل مثل هذه الأشياء |
| Eskiden kullandığımız kod değil bu. | Open Subtitles | هذه ليست الشفرة التي تعودنا علي استخدامها. |
| Yastığının altına bir yaprak koyup, kulağına Eskiden yaptığımız pis şeyleri fısıldarım. | Open Subtitles | أنا أريد أن أنام معك وأن أهمس لأذنك ونفعل الأشياء التي تعودنا أن نفعلها |
| Eskiden yediğimiz şeylere artık ulaşamıyor olacağız belki de ya da şu an yemediğimiz denizanası gibi şeyleri yemeğe başlayacak olabiliriz. | Open Subtitles | الأشياء التي تعودنا على تناول الطعام قد لا تكون متاحة بعد الآن، ونحن قد تحتاج إلى انتقال، كما تعلمون، |
| Eskiden gösterilerde bir takımdık. | Open Subtitles | تعودنا ان نكون فريق فى هذه العروض |
| Parlak genç çocukları eğitiyorum, Bizim Eskiden olduğumuz gibi. | Open Subtitles | أستخدم الأدوات اللماعة كما تعودنا |
| Eskiden hepimizin eşi dostu vardı. | Open Subtitles | تعودنا جيمعًا أن يكون لنا أصدقاء |
| Eskiden burada, bir kavak ağacının altında oynardık. | Open Subtitles | تعودنا جميعا أن نلعب هنا تحت شجرة الحور |
| Eskiden orada yüzer, balık tutardık. | Open Subtitles | تعودنا ان نسبح ونصطاد بها |
| Eskiden oraya balık tutmaya, yüzmeye ve kanoyla gezmeye giderdik. | Open Subtitles | تعودنا ان نصطاد و نجذّف فيها |
| -Başta tuhaf ama alıştık gibi | Open Subtitles | كان الامر غريباً في البداية و لكن الآن و قد تعودنا على الأمر لا بأس |
| Ses, yazı ve video aracılığıyla dijital teknolojiyi iletişim amaçlı kullanmaya o kadar alıştık ki ama artırılmış gerçeklik çok daha fazlasını yapabilir. | TED | لقد تعودنا على استخدام التكنولوجيا الرقمية للتواصل عبر الصوت والنصوص والفيديو، ولكن يمكن لـتقنية الواقع المعزز القيام بما هو أعمق بكثير. |
| Davetlere alışkınız ama bu bizi cidden heyecanlandırdı. | TED | تعودنا على تلقي الدعوات ولكن هذه الدعوة جعلتنا نشعر بسعادة غامرة. |
| Plazmanın kusursuz dünyasında, çarpışma yoktur ve alışık olduğumuz kararlılık sağlayan sürtünme yoktur. | TED | في عالم البلازما المثالي، ليس هناك من اصطدامات وليس هناك من احتكاك لتوفير الإٍستقرار كما تعودنا. |
| Neredeyse sınırsız sayıdaki olası farklı şekillerde dokunaçlarını hareket ettirebilmesi bizim pek de alışkın olduğumuz bir durum değildir. | TED | لذا فإن تشكيل الأذرع في أشكال لا حصر لها أخرى لا يشبه أي شيء تعودنا عليه. |