| Ama sadece özür dileme. Yaptığın şeyi telafi et . | Open Subtitles | ولكن لا تقدم مجرد اعتذار عليك أن تقدم لها تعويضاً |
| Tüm bu gecikmeyi telafi etmek için bugün geç bırakacağız sanırım. | Open Subtitles | يبدو أننا سندرس كثيراً اليوم تعويضاً عمّا فاتك |
| Depremi yaratanın, yargıç olduğunu söyleseler o zaman tazminatı yargıç mı ödeyecek? | Open Subtitles | اذا كنت تقول أن القاضي تسبب في الزلازال هل يجب ان يدفع القاضي لك تعويضاً ؟ |
| Eğer senin için bu adaylığa para bağlayacaksam, tazminatı hak ediyorum. | Open Subtitles | إن ضمنت لك هذا التصويت فأنا أستحق تعويضاً |
| Almanya Belçika ve Fransayı tahliye etemek donanmalarını teslim etmek ve Tazminat ödemek zorunda kalacaktı. | Open Subtitles | ألمانيا يجب أن تخلي بلجيكا وفرنسا ويستسلّم أسطولها ، وتدفع تعويضاً |
| Bu sayede geri ödeme alıp, ek ücret ödemeden size yeni bir albüm çıkartabilir. | Open Subtitles | بوسعها أن تحصل على تعويضاً وتعمل لك ألبوم جديد دون أيّ تكلفة إضافية. |
| Askerlerimin yaptığı hataların tazmini için. | Open Subtitles | تعويضاً عن الأخطاء التي أرتكبها جنودي |
| Günaydın, efendim. Dün gecemi affettirmek adına kahvaltınızı alfabetik olarak sıraladım. | Open Subtitles | صباح الخير سيدي ، تعويضاً عن خطأي ليلة الامس قد أعديت لك الفطور بالترتيب الأبجدي |
| Bunu telâfi etmek için ne yapabilirim? | Open Subtitles | ما الذي تعتبره تعويضاً جيداً؟ |
| Yılda 3 milyon, bunları telafi etmiyor mu? | Open Subtitles | أليست الثلاث ملايين في السنة تعويضاً كافياً؟ |
| İnsan gözlerini kaybedince bunu geriye kalan algılarıyla telafi eder. | Open Subtitles | , عندما يفقد الرجل بصره . يجد تعويضاً في الأحاسيس الباقية |
| Sınır işaretlemek kaybedilen hayatları telafi etmez. | Open Subtitles | رسم الحدود ليس تعويضاً عن الأرواح المفقودة |
| Esas amaç affedilmektir, yargılanıp cezalandırılmak değil, ama hatanı da telafi etmelisin. | Open Subtitles | الهدف من أن تكون مغفوراً، وليس أن تكون محكوماً ومداناً، هو لا بد أن تقدم تعويضاً. |
| tazminatı, merhumun gelecekteki kayıp gelirini baz alarak hesaplarız. | Open Subtitles | ،نحن نأسس تعويضاً جزئياً على الارباح المستقبلية الضائعة للمتوفي |
| Onu vurmanın tazminatı olarak say o zaman. | Open Subtitles | لنعتبره تعويضاً عن إطلاقك النيران عليها. |
| Bize 10 dakika ver. tazminatı hak ediyor! | Open Subtitles | إنها تستحق تعويضاً |
| Will, tüm bunlar bittiğinde , 8 haftanın , hotel masraflarının, turnuvaya katılım ücretlerinin kiralık araba hasarlarının tazminatı olarak 5 soru-cevaplı makalemi istiyorum. | Open Subtitles | حسناً، عندما كُل هذا ينتهي، مقالة بخمسةإجابات... تكون تعويضاً لـ 8 أسابيع من توفير غرف فندق تمت تغطية دفعها، أجور دخول المنافسة التأهيلية، |
| Adil olduğunu düşündüğün miktarda Tazminat iste. İtiraz etmem, bilirsin. | Open Subtitles | اطلب تعويضاً تراه عادلاً وأنت تعرف أني لن أراوغ |
| Tam dokunulmazlık, temiz sabıka kaydı ve bir miktar Tazminat istiyorum. | Open Subtitles | أنت تعرف المعتاد حصانة كاملة، وسجل نظيف وأريد تعويضاً |
| Sevdiklerini kaybeden ve hak ettiklerini düşündüklerinden daha az ödeme alan insanlar göndermiş. | Open Subtitles | إنها من أناس قد خسروا أحبتهم واستلموا تعويضاً أصغر من شركة مهينة |
| Askerlerimin yaptığı hataların tazmini için. | Open Subtitles | تعويضاً عن الأخطاء التي أرتكبها جنودي |
| - Özür dilerim hayatım. Sadece kendimi affettirmek istedim. | Open Subtitles | أنا آسفة يا عزيزي, أردتُ فقط أن أقدّم تعويضاً |
| O da telâfi etmek filan değil. | Open Subtitles | وبالتأكيد لايتعبر تعويضاً |