| Her ne kadar ellerini eldivenlerle beraber yıkıyor olsan da. | Open Subtitles | بالرغم من أنك تغسل يديك و القفازات مازالا علي يدك |
| Seni hijyenik seni. Günde ellerini 10 kez yıkar mısın? | Open Subtitles | ياللروعة، أنتَ نظيفٌ جداً هل تغسل يديكَ 10 مرات يومياً؟ |
| Gelip herkesin ortasında kirli çamaşırlarını yıkıyorsun. | Open Subtitles | انت تأتي ثم تغسل ملابسك المتسخة امام العلن |
| Görüyor musun? Bunları yıkamak zorunda değilsin, ben zaten yıkamıştım. | Open Subtitles | بدون اليدين أرأيتِ ليس من الضروري ان تغسل هذه الكؤوس |
| Annen sana işedikten sonra ellerini yıkaman gerektiğini öğretmedi mi? | Open Subtitles | ألم تعلّمكَ أمّكَ أن تغسل يدكَ بعدما تتبوّل؟ |
| Büyükannem kullanır. Çünki o, Akşam yemeği için sebzeleri yıkayıp temizler. | Open Subtitles | لأنها في هذه الأثناء تكون بالمطبخ تقطع و تغسل الخضروات للغذاء |
| Ve ılık Körfez çıplak başımı yıkarken fark ettim, en iyi tarafımızı, aynı zamanda en kötü tarafımızı barındırıyor. | TED | وكما في الخليج الدافئ تغسل رأسي العاري أدركت أنه يحوي أفضل وأسوأ ما فينا. |
| Bunu yıkama ve bak bakalım ailen ne kadar zamanda fark edecek. | Open Subtitles | لا تغسل هذا وأنظر إلى متى قد يأخذ من الوقت ليلاحظه والداك |
| Kalan 5 milyar kişi, nasıl çamaşır yıkıyor? | TED | ولكن ماذا عن الـ 5 مليارات المتبقية .. كيف تغسل ملابسها ؟ |
| Ya da daha doğrusunu söylemek gerekirse dünyadaki kadınların çoğu nasıl çamaşır yıkıyor? | TED | دعوني اصيغ العبارة بصورة أخرى .. كيف تغسل معظم النسوة في العالم ملابس عائلاتها ؟ |
| Gece yarısı çamaşırını yıkar, yıkarken bir de ıslık çalar. | Open Subtitles | هل تعرف أنها تغسل صحونها في منتصف الليل ؟ . و تطلق صافرة في نفس الوقت |
| Kardeş Baines bir dolandırıcı, ama bir el diğerini yıkar. | Open Subtitles | ،الأخ "بينز" لديه أخطاء كثيرة و لكن يد تغسل الأخرى |
| Neden çamaşır yıkıyorsun? | Open Subtitles | إنه ليس بمساء السبت ، لماذا تغسل ثيابك ؟ |
| Pekala, eminim ellerinizi yıkamak istersiniz. | Open Subtitles | أَنا متأكد أنك تود أَن تغسل يديك وأي شيء آخر. |
| Ayaklarını haftada bir yıkaman gerekmiyor. | Open Subtitles | أنت بحاجه إلى أن تغسل قدميك أكثر من مرة في الأسبوع |
| Büyük Poseidon'un okyanusları yıkayıp arındırır mı bu kanı ellerimden? | Open Subtitles | ابوسع بحار العالم كلها ان تغسل عن يدي هذا الدم؟ |
| Değil elden, yıkama yıkama değil. Kablo kablolama değil. | Open Subtitles | ليست تصرّف ، الغسالة لا تغسل الكابل غير موجود |
| - Evet. Seyredeceksen git yüzünü yıka. | Open Subtitles | نعم، إن أردت المشاهدة، من الأفضل أن تغسل وجهك |
| Bütün hafta aynı eşofmanla dolaşıyor, saçını bile yıkamıyor. | Open Subtitles | تذهب الى كل مكان بنفس السويت بانتس طوال الاسبوع، أنها حتى لا تغسل شعرها |
| Önce ellerini yıkamalısın Lütfen. Lütfen. | Open Subtitles | يجب ان تغسل يديك اولا رجاءً رجاءً |
| En son eve gittiğimde, benimkisi çok memnun kalmış olacak ki dışarı çıkıp arabamı yıkamaya başlamıştı. | Open Subtitles | , آخر مرة كنت بالبيت , فتاتي كانت ممتنه جداً لي هي أتجهت لليمين . وبدأت تغسل سيارتي |
| Ermalinda aynı gömleği her gece yıkadığını söylüyor, doğru mu? | Open Subtitles | إرمليندا تقول بأنك تغسل نفس القميص في كُل ليلة , هل هذا صحيح ؟ |
| Benim çamaşırımı yıkamayacak, benim için alışverişe çıkmayacak. | Open Subtitles | لن تغسل غسيلي أو تحضر بقالتي وعلي ان أعمل لها مساج مرتين في الأسبوع |
| İşte bu harika bir fikir. Bulaşıkları sen neden yıkamıyorsun, Bob? | Open Subtitles | إليك هذه الفكرة, لما لا تغسل الصحون, بوب؟ |