| Ve bin yıllık galaktik savaşı elma şekeriyle bitiren... | Open Subtitles | والمرأة التي أنهت حرب المجرات بإستخدام تفاحات أنيقة |
| Tatlım, benim için beş elma alabilir misin? | Open Subtitles | عزيزتي هل يمكنك أن تُحضري خمس تفاحات من أجلي؟ |
| Bana pek sağlıklı gelmiyor. İkinci gün, bir çeşit meyve yiyeceksin. elma ya da armut, ama sadece 9 tane yiyebilirsin. | Open Subtitles | لا يبدو لي هذا الأمر صحياً لكن يجب عليك أن تأكل 9 تفاحات. |
| Ari, Azad, Ali Amca'ya yine onun elmalarını çaldığını söyledi. | Open Subtitles | آري , أزاد اخبر العم علي أنك سرقت تفاحات منه مرة أخرى ؟ |
| "Ayın gümüş elmalarını, Güneşin altın elmalarını" | Open Subtitles | تفاحات القمر الفضي ".و تفاحات الشمس الذهبية |
| Kuraklığa dayanıklı mahsuller ve kararmayan elmalar ürettiler. | TED | فهم يستطيعون الحصول على محاصيل مقاومة للجفاف، أو الحصول على تفاحات غير قابلة للتأكسد. |
| Bu gördüğünüz dört elmadan elde edilen bir bardak şeker. | Open Subtitles | وهذا هو السكر من تلك الاربع تفاحات بهذا الكأس الواحد |
| Söyler misin, 20 elmadan 6 elma çıkarıp 8 milyonlu bir sayı bulabiliyor? | Open Subtitles | أتمكنكِ أن تشرح لي كيف يأخذ 6 تفاحات من 20؟ ويحصل على الرقم 8351624؟ |
| Üç elma boyunda küçük mavi canlıların yaşadığı bir yer. | Open Subtitles | مكان يسكنه مخلوقات زرقاء صغيرة... طولهم مثل طول ثلاثة تفاحات |
| Kahraman, Herperides orman perilerinin bahçesinden altın elma almak olan görevine koyuldu. | TED | ولذلك، فقد توجه البطل للقيام بعمله الحادي عشر، حيث يتطلب منه جمع تفاحات ذهبية من حديقة حوريات "هيسبيريدس". |
| Konu bu değil.Bir fıçıdaki dört çürük elma fıçı ne kadar büyük olursa olsun hepsini mahveder. | Open Subtitles | هذا ليس عنيته، أربع تفاحات متعفنة في برميل، مهما كان حجم البرميل... |
| İster 4 ister 5 elma... Ne fark eder ki? | Open Subtitles | أربع تفاحات، خمس تفاحات ما الفارق؟ |
| Sadece pasta yapmak için bir kaç elma. | Open Subtitles | إنها مجرد بضع تفاحات لأصنع فطيرة |
| Bay Knightley'i sık sık ziyaret ediyor ve onun sizi tanıdığına eminim. Üç elma, lütfen. Öyle olması gerekir. | Open Subtitles | غالبا مايزور سيد نايتلي وانا متأكدة انه يعرفك , ثلاث تفاحات لوسمحت هو بالتأكيد سيعرفني لكن لا اعرف لماذا ينبغي لي معرفة مزارع |
| Olay biraz elma armut meselesi gibi. | Open Subtitles | حسناً، إنّها تفاحات وبرتقالات. |
| Çürük elmalar | Open Subtitles | هذه ليست بضعة تفاحات سيئة فقط. |
| Zehirli elmalar, leydim. | Open Subtitles | تفاحات مسممة , سيدتي |