| Hayır, bunu yapma. Onlar sadece iyi parçası elde edildi. | Open Subtitles | لا ، لا تفعلي هذا لقد وصلوا إلى الأجزاء الجيدة |
| Hadi anne, bana bunu yapma. Uyan anne! Anne uyan! | Open Subtitles | لا تفعلي هذا بي الآن استيقظي ماما, ماما استيقضي |
| - Bunu yapmak zorunda değilsin. - Biliyorum. Yapmak istiyorum. | Open Subtitles | ليستِ مضطرة ان تفعلي هذا اعلم ، أريد فعل هذا |
| Belki de kendinizden. Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | ربما من نفسك ليس من الضروري ان تفعلي هذا |
| Ne zaman Elis ile konuşsam şöyle der: "Onu yapma, bunu yap." | Open Subtitles | عندما أتحدث لـ إليس يقول لي إفعلي هذا لا تفعلي هذا |
| bunu yapmanı istiyorum. Bunu şimdi yapmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تستقيلي أريدك أن تفعلي هذا الآن |
| Hayır, bana bunu yapma. Bundan kurtulman lazım. | Open Subtitles | لا, إستحالة, لن تفعلي هذا بي سوف تخرجي من هذه الحالة الأن |
| Cüzdanım masada, bir daha da bunu yapma. | Open Subtitles | محفظتي على الترابيزه .. ولا تفعلي هذا مرة أخرى |
| Stacie sana söylüyorum sana yalvarıyorum lütfen bunu yapma. | Open Subtitles | ستايسي,أنا أطلب منك,أنا أتوسل إليك من فضلك لا تفعلي هذا |
| Bekle. Hayır, hayır, hayır, lütfen. Lütfen bunu yapma. | Open Subtitles | مهلاً , لا , لا , لا , أرجوكِ أرجوكِ لا تفعلي هذا |
| Allah aşkına, bunu yapma. | Open Subtitles | اسمعي، أرجوكِ، لا تفعلي هذا اسمعي أنا آسف |
| Bir daha bana bunu yapma. Asla. Odamdaki kafadan kontak biriydi. | Open Subtitles | لا تفعلي هذا لي مجدّداً، لديّ أحمق في مكتبي |
| - Başka seçeneğim yok. - Sen seç, Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | أنا ما عندي أي إختيار الآن أنت ليس من الضروري أن تفعلي هذا |
| Bu sabah bana Bunu yapmak istediğini söylediğinde gözüme oldukça yetişkin biri gibi göründün. | Open Subtitles | أنت تبدين كبيرة بما يكفي هذا الصباح عندما قلتي أنكِ أردت أن تفعلي هذا |
| Bunu yapmak istediğine emin misin? | Open Subtitles | أأنتِ متأكدة بأنكِ تريدين أن تفعلي هذا الأمر ؟ |
| - Hayır, bize uyduğunu sanmıyorum. - Mia, yapma bunu. | Open Subtitles | لا لا اظن انه سيكون جيد لنا ميا ,لا تفعلي هذا |
| yapma bunu. Oğlunun kaderinde büyük bir kahraman olmak var. | Open Subtitles | لا تفعلي هذا مقدّر لابنك أنْ يكون بطلاً عظيماً |
| bunu yapma, bunu yapma. | Open Subtitles | وا , وا , وا لا تفعلي هذا لا تفعلي هذا |
| Seni böylesine seven bir adam, kendisine bunu yapmanı istemezdi. | Open Subtitles | والشخصالذيأحبكِكلهذاالحب, لم يكن ليريدكِ أن تفعلي هذا بنفسكِ |
| Bunu yapmana gerek yok. Bunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | ليس عليكِ أن تفعلي هذا تعرفين ذلك, أليس كذلك؟ |
| - Nereye gittiğini biliyorum. - Sana ne. - yapma böyle. | Open Subtitles | انا اعرف الى اين تذهبين ايّا كان لا تفعلي هذا |
| Bayan bunu yapmayın! Bunlar milyonlar değerinde. | Open Subtitles | لا تفعلي هذا يا سيدتي هذه الأشياء تساوي الآلاف |
| Molly, bunu nasıl yapabildin? Tamamen rezalet! | Open Subtitles | .مولي. كيف يمكنك أن تفعلي هذا إنه مخيف جدا |
| Seni sadece 2 dakika yalnız bıraktım diye Bunu yapman gerekmiyordu. | Open Subtitles | تركتك وحيدة ثانيتين أنتِ لا يفترض أن تفعلي هذا |
| kendi ayaklarının üstünde durabilirsin. Artık hanfendi oldun, yaparsın. | Open Subtitles | قفي على قدميك بنفسك أنت سيدة الآن ، يمكنك أن تفعلي هذا |
| - Lütfen yapma şunu, lütfen. | Open Subtitles | أرجوكِ، لا تفعلي هذا. أرجوكِ، لا تفعلي هذا! |
| Bu zavallı insan için Bunu yapabilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك ان تفعلي هذا من اجل انسان مثير للشفقة؟ |