| Jules, bunu takdir etmediği için onun aptal olduğunu biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | جولز , انت تعلمين انه احمق لعدم تقديره لهذا , صحيح ؟ |
| Bütün laboratuarı sen yönetiyorsun. Ama eminim Lightman seni hiç takdir etmemiştir. | Open Subtitles | أنتَ تدير ذلكَ المعمل بأكملهِ ، ولكنّي أراهن أن ليتمان لم يُظهر لكَ تقديره لمرة. |
| Ölümünden uzun süre sonra çalışmaları takdir toplamaya başladı. | Open Subtitles | ولكن بعد فترة طويلة من وفاته فإن عمله العظيم تم تقديره |
| Hey. bu dersi sadece, sanatın değerini bilmek A'yı garantileyeceği için aldım. | Open Subtitles | لقد انضممت لهذا الفصل لان تقديره الفني من المستوى الاول |
| Çünkü ellerindeyken değerini bilmediler. | Open Subtitles | لأنه أصبح بإمكانه الحصول على دخل جيد لأنهم لم يستطيعوا تقديره عندما كان يعمل معهم |
| Gerçekten de büyük hikâyenin olağanüstü olduğunu ve gerçekten gereğinden az değer verilen bir dâhinin varlığından bahsediyorsunuz. | TED | فإنك تؤكدين على روعة هذه القصة العظيمة، أن هناك بالفعل نبوغ لم يقدر حق تقديره. |
| Sürekli çok değer verdiği Çinli Li Chang Yen'den söz eder dururdu. | Open Subtitles | والأنصياع الى تقديره البالغ لرجله الصينى لى شانج ين |
| Ve Ulusal Mühendisler Derneğinden gelen takdir. | Open Subtitles | وتم تقديره من قبل نقابة المهندسين الوطنية |
| Eğer bunların hiçbiri olamayacaksanız o zaman lütfen lazanya, köri veya güveç yapan kişi olun çünkü sunduklarınız çok takdir görecek. | TED | وإن لم تستطيعوا أن تكونوا أي واحد من هؤلاء، الرجاء كونوا من الأشخاص الذين يصنعون أطباق المكرونة والشوربة والكسرولة، لأن ما ستقدمونه سيتمُ تقديره بشكل عظيم. |
| Böyle adamların takdir edilmeye ihtiyacı vardır. | Open Subtitles | دور مثل هذا من الضّروري أن يتم تقديره |
| Bu, Bay Fleming gibi adamların takdir edemeyeceği bir şey, Hıçkırık. | Open Subtitles | هذا ... هذا هو ما لا يستطيع اشخاص مثل السيد فيلمنج لايستطيعون تقديره , يا هكس |
| Sıkı çalışmamın takdir edilmesi iyi hissettirdi. | Open Subtitles | أنا فقط، إنه... من الجيد الشعور بأن عملك الشاق يتم تقديره. |
| Bugünlerde iyilik yapmak hiç takdir görmüyor. | Open Subtitles | عمل الخير لايتم تقديره هذه الايام |
| Zaten kimseden takdir de almıyorum. | Open Subtitles | لست ديل بوي أحصل على صفر تقديره لذلك |
| - takdir edilmesi gereken bir şey. | Open Subtitles | أعني هذا شيء بجب تقديره أليس كذلك؟ |
| Bu, hayatın nimetlerinin değerini bilmediğinin bir kanıtı. | Open Subtitles | هذا يعرض تقديره الواضح لبركات حياته الخاصة |
| Hiç kaybedene kadar değerini bilemediğin bir şeye sahip oldun mu? | Open Subtitles | هل سبق لك إمتلاك شيئ ما و عدم تقديره بحق حتى لحظة فقدانك له ؟ |
| Yeni iş ortağının değerini bildiğini gösterme yolu. | Open Subtitles | إنها طريقته لإظهار تقديره للتعامل الجديد كشركاء |
| Bizim kapasitemizdeki sanatçıların değerini bilmiyorlar. | Open Subtitles | خدمت الرجل العجوز (كاستل) جيداً لعدم تقديره للفنانين أمثالنا. |
| Bence hayatı boyunca hafife alındığını... değer görmediğini ama diğerlerinden akıllı olduğunu düşündü. | Open Subtitles | .. أعتقد أنه طوال حياته أحس أنه مُهمَل ،ولم يتم تقديره كما يجب وأنه أحس أذكى من الآخرين |
| Bilimin, bizim değer verdiğimiz şeyleri elde etmeye yaradığı düşünülür, ama bizim neye değer vereceğimizi söyleyemez. | TED | ومعروف أن العلم يمكن أن يساعدنا في فهم الأشياء التي يجب ان نقدرها ولكنه لن يستطيع يوما أن يخبرنا بالشيء الذي يتوجب علينا تقديره |
| Einstein ile ters düşmek istemem ama hayatımızdaki ve iş hayatımızdaki en önemli şey aslında ölçülemez ve değer biçilemez ise hayatlarımızı gereksiz şeyleri ölçmek ile geçirmiş olmayacak mıyız? | TED | اكره ان اجادل اينشتاين ولكن ان كان اكثر شيء قيمة في حياتنا و اعمالنا في الواقع لايمكن تقديره او تقييمه الا نكون بذلك نمضي حياتنا منهمكون في قياس امور عرضية ؟ |