| Marcus Dixon'la ilgili değerlendirmemi bitiriyordum. | Open Subtitles | لكنّي كنت على وشك أن أنهي تقييمي على ماركوس ديكسن، |
| Bugün değerlendirmemi alamayacağım değil mi? | Open Subtitles | أنا لن أحصل في الحقيقة على تقييمي اليوم, أليس كذلك ؟ |
| Bir değerlendirme yaptım ve değerlendirmem sonucunda, çok bariz bir şeyi ikimizin de göz ardı ettiğinin farkına vardım. | Open Subtitles | انا اقيم وبعد تقييمي, انا أدركت أن كلانا حقا تجاهل شيء ما هنا. |
| Evet, değerlendirmem sonuçlanmıştır. 4. sınıfla iyi eğlenceler. | Open Subtitles | إذا ذلك يختتم تقييمي استمتع بالصفّ الرابع |
| Bağırdığım için havaalanında puanım düşürüldü ve beni Çifte Kayba ayarladılar. | Open Subtitles | حسناً اخفضوا تقييمي في المطار بسبب الصراخ في المطار. لقد عرضوني للخصم المضاعف |
| Kapıda bir Uber beni bekliyor ve beş yıldızlık puanımı bozmak istemiyorum. | Open Subtitles | وهناك سيارة أجرة "أوبر" تنتظرني، ولا أريد أن أفسد تقييمي المميز لديهم. |
| Değerlendirmemin sonucunu 48 saat içinde alırsınız. | Open Subtitles | سوف تصلكِ ملاحظات تقييمي خلال 48 ساعة |
| Eğer tüm istediğin eve gitmekse benim değerlendirmeme göre yargıç, buradaki süreni kısaltabilir. | Open Subtitles | اذا كان ذهابك الى بيتك هو كل شيئ ينبغي عليك أن تعرف كيف تقلل وقتك هنا على أساس تقييمي |
| Kusura bakma ama beni önemsediğini sandığım bir erkek tarafından St. Louis olarak değerlendirilmek unutacağım bir şey değil. | Open Subtitles | يتم تقييمي بسانت لويس من قِبل شاب ظننتُ أنه يهتم بأمري أمر لن أنساه أبداً. |
| Ama bunun davalı hakkındak değerlendirmemle hiç bir ilgisi yoktur. | Open Subtitles | لكن هذا لم يؤثر على تقييمي للمتهم |
| Eğer değerlendirmemi bugün alamıyorsam en azından kuru elbilerimi istiyorum. | Open Subtitles | إن كنت لن أحصل على تقييمي اليوم على الأقل أفضل ملابساً جافة |
| değerlendirmemi yazarken bundan da bahsedersin. | Open Subtitles | ربما يجب عليك ان تكتبها في ملاحظة في تقييمي |
| Hatta neden şimdi hep birlikte değerlendirmemi yazmıyoruz? | Open Subtitles | في الواقع , لم لا نسجيل تقييمي الان معاً كلنا؟ |
| Hayır, yapmadın, ama değerlendirmemi sabote etmeye çalıştın. | Open Subtitles | لا , أنتِ لم تفعلي ولكنك حاولتي تخريب تقييمي |
| Büro değerlendirmemi mi dolduruyorsun? | Open Subtitles | مرحباً، أهذا تقييمي في المباحث الفيدرالية الذي تملئينه؟ |
| Bunların bazılarını performans değerlendirmem için sakla. | Open Subtitles | أبقِ بعضاً من هذه المواد لأجل تقييمي في العمل |
| Bu da benim psikolojik değerlendirmem mi? | Open Subtitles | أهذا تقييمي النفسي؟ |
| değerlendirmem hakkında konuşalım. | Open Subtitles | دعينا نتحدث عن تقييمي |
| FIDE puanım 2230. | Open Subtitles | تقييمي العالمي 2230 |
| Evet kendi kredi puanımı biliyorum. | Open Subtitles | حسناً، أنا أعرف تقييمي الائتماني |
| Değerlendirmemin sonucu da pek iyi görünmüyor. | Open Subtitles | على قدر إهتمام تقييمي لا يبدو جيداً. |
| Ama büro sana bir emir verdiği zaman senden ona uymanı beklerler bu yüzden sanırım, değerlendirmeme altın yıldız koymayacağım. | Open Subtitles | لكن عندما المكتب يُعطيك أمر، أنت متوقع أن تتبعه، لذا أخمّن بأني لن أحصل على نجمة ذهبية على تقييمي. |
| Nellie, çok üzgünüm, ama tanımadığım biri tarafından değerlendirilmek hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | (أنا متأسفه يا (نيلي ولكن لا أشعر بالإرتياح أن يتم تقييمي من شخص لا أعرفها |
| Oğlum, iki saniye içinde, eleştirimi bir yıldıza düşürebilirim bak. | Open Subtitles | يمكنني تعديل تقييمي إلي نجمة واحد خلال ثواني، يا صاح |