| Oldukça pahalı ama sözleşmeden sonra sanırım parasını karşılayabiliriz. | Open Subtitles | إنه مُكلف جدًا، لكن بعد التفاوض يمكننا تحمل تكاليفه |
| parasını cebimden vererek bastırdığım... tek bir kitabım olduğu hâlde Pulitzer Ödülü'nü hak ettiğimi biliyorum. | Open Subtitles | اشعر باننى نلت جائزة بوليتزر و بالرغم من ذلك , انا نشرت كتاب واحد دفعت انا تكاليفه |
| Göğüslerinde silikon varmış. parasını nasıl ödedi? | Open Subtitles | حصلت على صدر سيليكوني كيف إستطاعت تحمل تكاليفه ؟ |
| Otuzbirciler bunu içemiyor çünkü paraları yok. | Open Subtitles | المستمنين لا يشربونه لأنهم لا يستطيعون تحمل تكاليفه |
| paraları yetmedi. | Open Subtitles | لم يتحمل تكاليفه |
| Bak, Fiji'de lüks bir daire ayırttık, ve bir gece geç kalırsak, umarım parasını bize ödersin. | Open Subtitles | انظري لقد حجزنا جناح فاخر في(فوجي)، ولو ضاع علينا يوم اتوقع انك من ستقومي بتحمل تكاليفه |
| Ian Thomas, parasını ödediğim o mezarda olduğuna göre, artık delile gerek yok. | Open Subtitles | لسنا بحاجة إلى مزيد من الأدلة بما أن (إيان توماس) يرقد في ذلك القبر الذي دفعت تكاليفه |
| Sonra da parasını çıkarmak istiyorum. | Open Subtitles | ومن ثم أدفع تكاليفه |
| Gerçi o şimdiye parasını çıkartırdı ya. | Open Subtitles | الذي لكان غطى تكاليفه الآن |
| Ayrıca bunun parasını nasıl karşılayacağız? | Open Subtitles | -وكيف سنتحمل تكاليفه ؟ |