| Eğer meşgul değilsen buraya gel de bana yardım et. | Open Subtitles | إذا لم تكن مشغولاً يمكنك أن تأتي إلى هنا وتساعدني |
| Çok meşgul değilsen camdaki böcekleri temizleyebilirsin. | Open Subtitles | وإذا لم تكن مشغولاً للغاية، فيمكنك أن تمسح الحشرات من على الزجاج الأمامي |
| Eğer avukatları öldürmekle ve kızları yakmakla meşgul değilsen tabi. | Open Subtitles | إذا لم تكن مشغولاً تحصل على المحامين مقتولين وتشعل النار في الفتيات |
| Parıldayan Kızla ben geldik. İşin yoksa tabii. | Open Subtitles | انا وجليتر جال هنا في حال لم تكن مشغولاً |
| Biliyorum ama hep merak etmişimdir. Çok işin yoksa tabii. | Open Subtitles | أعلم، ولكنّي لطالما تساءلتُ عنها، هذا ما لم تكن مشغولاً جدّاً |
| Eğer flört etmekle meşgul olmasaydın, belki bunu çoktan bilebilirdin. | Open Subtitles | إذا لم تكن مشغولاً بالمغازلة . ربما كنت علمت بشأن هذا الآن |
| Cuma akşamı meşgul değilsen belki de... | Open Subtitles | ان لم تكن مشغولاً ليلة الجمعة نعم بالتأكيد ربما تحب ان |
| Eğer çok meşgul değilsen ceset o tarafta. | Open Subtitles | حسنـاً , إذا لم تكن مشغولاً الجثـة هنـاك |
| Eğer çörek yapmakla meşgul değilsen biraz desteğin iyi gelebilir. | Open Subtitles | إن لم تكن مشغولاً جداً في الدونات فإنّني بحاجة إلى إسناد |
| Okul çıkışında eğer çok meşgul değilsen uğrayıp fizik notlarını bana bırakabilirsin. | Open Subtitles | و من ثمّ إن لم تكن مشغولاً جدّاً بعد المدرسه، ربّما يمكنكَ أن تأتي و تُعطيني مذكرات الفيزياء الخاصّه بك |
| - meşgul değilsen. - Çok meşgulüm. | Open Subtitles | ـ إذ لم تكن مشغولاً جداً ـ فعلاً أنا مشغول جداً |
| - meşgul değilsen. - Çok meşgulüm. | Open Subtitles | ـ إذا لم تكن مشغولاً جداً ـ أنني مشغولاً جداً |
| Bak, ahbap, böldüğüm için özür dilerim ama kardeşinin sidiğiyle yıkanmak ve bana karşı intikam planlarıyla çok meşgul değilsen... sigaramı yakabilir misin? | Open Subtitles | انظر يا رجل انا آسف لمقاطعتك لكن ان لم تكن مشغولاً... بالإغتسال ببول اخاك... او التخطيط للأنتقام مني |
| Tabii eğer şahsi sorunlarınla çok meşgul değilsen. | Open Subtitles | مالم تكن مشغولاً بالأمور الشخصية |
| Çok meşgul değilsen şayet. | Open Subtitles | قابلني في المرآب، إن لم تكن مشغولاً. |
| Tabii çok meşgul değilsen. | Open Subtitles | هذا إن لم تكن مشغولاً. |
| meşgul değilsen gel de bir şeyler içelim. | Open Subtitles | تعال واشرب إن لم تكن مشغولاً |
| Dünyanın kralı, işin yoksa gidelim. | Open Subtitles | مهلاً ، ملك العالم إذا لم تكن مشغولاً جداً |
| Şef işin yoksa bizimle içmeye gel. | Open Subtitles | شيف إن لم تكن مشغولاً تعال و تناول شراباً معنا |
| Tamam olur. Yani eğer başka bir işin yoksa. | Open Subtitles | أجل، موافقة، أعني إن لم تكن مشغولاً. |
| Eğer bluzundan içeri bakmaya çalışmakla o kadar meşgul olmasaydın nasıl saçma konuştuğunu anlardın. | Open Subtitles | فلو أنك لم تكن مشغولاً بالنظر لمفاتنها ، لاستطعت أن تستنتج |
| Eğer o kadar meşgul olmasaydın bunu sende fark ederdin. | Open Subtitles | إذا لم تكن مشغولاً ...يمكن أن تلاحظ |