| Sizin kültürünüzde daha yaşlı kadınlarla birlikte olmak normal, değil mi? | Open Subtitles | انه طبيعي ان تكون مع نساء اكبر سناً في ثقافتك، صحيح؟ | 
| - Yani... kendi başına orada kapalı kalmaktansa... iki güzel kızla birlikte olmak istemez misin? | Open Subtitles | ألا تفضل أن تكون مع فتاتين جميلتين عن أن تجلس هنا وحيداً يا إلاهي | 
| Ne çeşit bir adam karısı gibi kokan bir kadınla birlikte olmak ister? | Open Subtitles | اي نوع من الرجال يريد ان تكون مع فتاة رائحتها مثل زوجته؟ | 
| Ya da sevdiği kadın bir süper kahraman ile beraber olmak istemiyordur. | TED | أو ربما الفتاة التي يحبها لا تريد أن تكون مع شخص خارق. | 
| Noel'de sevdiklerinle birlikte olman gerektiğini anladım. | Open Subtitles | ما لاحظته ان عيد الميلاد هو الوقت الذي يتوجب عليك ان تكون مع الناس الذين تحبهم | 
| Carl, gerçekten bira için seks yapan bir kadınla birlikte olmak ister misin? | Open Subtitles | كارل،هل حقاً تريد أن تكون مع إمرأة تبادل الجنس مقابل الجعة ؟ | 
| Nasıl uyum sağlayacağını bilen birisiyle birlikte olmak... harika. | Open Subtitles | أمر منعش أن تكون مع شخص ما يجيد المواصلة | 
| Tokio ile birlikte olmak istemediğine emin misin? | Open Subtitles | هل انت متأكد انك لا نريد ان تكون مع توكيو ؟ | 
| Yalan söyleyemeyen biriyle birlikte olmak ne kadar güzel bir şey, biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلم، إنه أمر رائع أن تكون مع شخص لا يكذب حتّى بشأن الأشياء الصغيرة | 
| Tabii ki. Onun için en önemli şey, ailesiyle birlikte olmak. | Open Subtitles | بالطبع كانت كذلك ,ان أفضل شيء بالنسبة لها أن تكون مع عائلتها | 
| 20 yaşındaki bu kızla birlikte olmak istiyorsan, onun elinden bunu almak zorunda olacaksın. | Open Subtitles | ات اردت ان تكون مع إبنة العشرين سنة عليك ان تشتريها منها | 
| Daisy ile birlikte olmak istiyorum dediğin an gitmiştim. | Open Subtitles | لقد ذهبت باللحظة التي قلت فيها أنك أردت أن تكون مع ديزي | 
| Değişiklik olarak insanlarla beraber olmak çok hoş. | Open Subtitles | هو لطيفٌ أن تكون مع النّاس على سبيل التغيير | 
| Biliyorum ama senin durumunda ki bir adam muhabbet edebileceğiniz, gülebileceğiniz biriyle beraber olmak ister. | Open Subtitles | أعلم, لكن في بعض المواقف كرجل تدرك أنك تريد شخص تستطيع أن تتحدث إليه . أن تضحك معه أن تكون مع شخص | 
| Hayır. Noel'de sevdiklerinle birlikte olman gerektiğini anladım. | Open Subtitles | ما لاحظته ان عيد الميلاد هو الوقت الذي يتوجب عليك ان تكون مع الناس الذين تحبهم | 
| Ama eger ciddi bir iliski istiyorsan, o zaman kendi yasindan biriyle birlikte olman gerekiyor. | Open Subtitles | ولكن اذا كنت تحب ان تكون فى علاقة حقيقية اذن تحتاج ان تكون مع فتاة من سنك | 
| Sen Ellen'la olmak istiyorsun. | Open Subtitles | إنك تريد أن تكون مع (إلين)! | 
| Biriyle birlikteyken jimnastik hareketlerinin bir önemi yoktur. | Open Subtitles | عندما تكون مع شخص ما فإن الأمور البدنية ليست هي المهمة | 
| Yani, biz bunu yaparken Zoe'nin yanında olmak isteyebilirsin. | Open Subtitles | فربما ترغب أن تكون مع زوي عندما نقوم بذلك | 
| Sence... eee burada o çatlakla pilotçuluk oynayacağına, hasta dayının yanında olman gerekmez miydi? - Tüm bu uçak var ya... | Open Subtitles | ألا تعتقد أنك يجب أن تكون مع عمـّك المريض بدلا من لعبك دور الطيـّار مع هذه الحمقاء هنا؟ | 
| Bir kadın, böyle bir zamanda ailesinin yanında olmalı. | Open Subtitles | يجب على المرأة أن تكون مع عائلتها بمثل هذا الوقت. | 
| Senin dolabın öğrencilerinkiyle birlikte olmalı. | Open Subtitles | خزنتك من المفترض ان تكون مع الطلاب | 
| Apaçık belli ki onun yanında olmalısın. | Open Subtitles | ذلك من الواضح انه يجب عليك ان تكون مع زوجتك | 
| Kız arkadaşınla ay ışığı altında baş başa olduğun bir anda o hiç bir şey söylemese de, onu öpmeni istediğini bildiğin anlar vardır ya? | Open Subtitles | أنت تعرف كيف يكون الوضع عندما تكون مع فتاتك ، والقمر في السماء وأنت تعلم أنها تودّ أن تُقبّل حتى لو لم تقُل ذلك ؟ |