| Milyonlarca mili televizyon repliklerini tekrarlamak için gelmedin, değil mi? | Open Subtitles | أنت لَمْ تَجيءْ من ملايين الاميال لتَعمَلُ إعلانات تلفزيونِ تجارية، أليس كذلك؟ |
| Ama bu televizyon haberlerindeki kozmetik gerçekliğin farkında olmadığım anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | أنا أَعْرفُ الحقيقةَ الشكليةَ أخبارِ تلفزيونِ. |
| Yanıp sönen eski bir televizyon gibi. | Open Subtitles | هي مثل تلفزيونِ قديمِ تلك على الومضةِ أَو الشيءِ. |
| Şapka giyen megaloman televizyon yıldızı kılığına mı girdin? | Open Subtitles | كماذا؟ ، نجم تلفزيونِ مصاب بعقدة الأنانية في قبعة؟ |
| televizyon ikonu Florence Henderson mı demek istedin yani? | Open Subtitles | تَعْني أيقونةَ تلفزيونِ فلورينس هيندرسن؟ |
| O, verileri televizyon ekranından alıyor. | Open Subtitles | هو يَستلمُ بياناتَ رقميَّةَ مِنْ a شاشة تلفزيونِ. |
| Milyon dolarlık bir televizyon anlaşması yaptı. | Open Subtitles | - لا، أصبحتْ a صفقة تلفزيونِ دولارِ مليون. |
| Bir televizyon işi. | Open Subtitles | هو a شغل تلفزيونِ. |