| o gülüşü hiç görmedim. | Open Subtitles | حسنا ، أنا لم أرى الكثير من تلك الابتسامة |
| o gülüşü hiçbir zaman gözümün önünden gitmedi. | Open Subtitles | ولا يوم مر علي لا أرى فيه تلك الابتسامة |
| Güneşin doğuşunu anımsatan sol yanağında güneş ışığıyla kucaklaşan o gülümsemeyi. | Open Subtitles | ..تلك الابتسامة التي تشبه الحلم ..وحنو أشعة الشمس الرقيقة على خدها ..و كان هذا |
| Seni gebertirken yüzündeki o gülümsemeyi sileceğim. | Open Subtitles | لن أرَ تلك الابتسامة تكسو وجهك عندما أصرعكَ |
| o gülüş gaz yüzünden olabilir biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | وانت تعلم ان هنالك احتمال ان تكون تلك الابتسامة مجرد غاز صحيح؟ |
| - Sadece patates. - Şu gülüşe bak. | Open Subtitles | انها مجرد البطاطا انظروا إلى تلك الابتسامة |
| İşte o gülümseme. | Open Subtitles | ها هي تلك الابتسامة! |
| Yüzünden o sırıtışı kaldır. | Open Subtitles | امسح تلك الابتسامة الغبية من وجهك |
| Ama okulda birkaç ay sonra, D sinirli biri oldu ve o gülüşü söndü. | TED | لكن بعد أشهر قليلة في المدرسة أصبح (د) غاضبا وتلاشت تلك الابتسامة |
| Sadece o gülüşü görmek için. | Open Subtitles | فقط لكي أرى تلك الابتسامة |
| Sadece o gülüşü görmek için. | Open Subtitles | فقط لكي أرى تلك الابتسامة |
| Hem çalışıyor, hem zarif. Ve o gülüşü yok mu Terry, ah o gülüşü. Harika. | Open Subtitles | انها تعمل , راقية في تصرفاتها (ولديها تلك الابتسامة الرائعة يا (تيري |
| Yüzünden o gülümsemeyi düzelteceğim, iğrenç sürtük. | Open Subtitles | سأصفع تلك الابتسامة التي علي وجهك أيتها العاهرة |
| o gülümsemeyi bana borçluydun seni iki yüzlü yalancı... | Open Subtitles | أنا وضعت تلك الابتسامة على وجهك، أيها المنافق اللعين! |
| Yüzündeki o gülümsemeyi yok etsen iyi edersin | Open Subtitles | من الافضل ان تمسح تلك الابتسامة عن وجهك |
| Suratındaki o gülümsemeyi sileceğim! | Open Subtitles | سوف اسقط تلك الابتسامة من على وجهك |
| O kadar şey değişti fakat o gülüş değişmedi. | Open Subtitles | لقد تغير الكثير، ولكن ليس تلك الابتسامة. |
| Şu gülüşe bak... | Open Subtitles | انظر إلى تلك الابتسامة |
| İşte o gülümseme. | Open Subtitles | ! ها هي تلك الابتسامة |