| Dim Sum için işleri büyütmenin berbat bir yolu bu. | Open Subtitles | تلك هي الطريقة اللعينة لكي تديروا اعمالكم من اجل الزعيم |
| Güvenmek zorundayız, Don. Tek yolu bu. | Open Subtitles | لابد ان نثق في دون تلك هي الطريقة الواحدة |
| Tek yolu bu. | Open Subtitles | تلك هي الطريقة الوحيدة التي يمكن أن ننهي بها الأمر |
| Öte yandan, bu şekilde ölmek istediğini söylerdi hep. | Open Subtitles | من ناحية أخرى، تلك هي الطريقة التي كان دوما يقول إنه يود أن يموت بها. |
| Siz de bu şekilde dünyanızın baskın ırkı olmadınız mı? | Open Subtitles | ألم تكن تلك هي الطريقة التي جعلتكم الجنس المسيطر في عالمكم؟ |
| İş dediğin böyle yapılır evlat. | Open Subtitles | تلك هي الطريقة لإنجازها ياولدي |
| * Almak çok kolaydır ama doğrusu budur aslında * | Open Subtitles | * الأخد سهل جداً * * لكن تلك هي الطريقة * |
| Babama verdiğim sözü tutabilmemin tek yolu buydu. | Open Subtitles | كانت تلك هي الطريقة الوحيدة بالنسبة لي لأحافظ على وعدي لأبي |
| Çünkü kendimizle yaşayabilmemizin tek yolu bu. | Open Subtitles | لأن تلك هي الطريقة الوحيدة للتعايش مع أنفسنا |
| Bunu oynamanın en iyi yolu bu mu? | Open Subtitles | هل تلك هي الطريقة المثلى للتعامل مع هذا ؟ |
| Doğru tartılmanın tek yolu bu ama. | Open Subtitles | تلك هي الطريقة الوحيدة لاحصل على قراءة صحيحة |
| Yapmam gerekenlerden seni korumanın tek yolu bu. | Open Subtitles | تلك هي الطريقة الوحيدة لحمايتك مما سأقوم به |
| Hanım evlatları için öyledir belki ama eğer sinekkaydı tıraş istiyorsan, tek yolu bu. | Open Subtitles | نعم , ربما للجبناء لكن اذا اردت حلاقة دقيقة تلك هي الطريقة الوحيدة |
| Henry'nin eve dönmesinin tek yolu bu. | Open Subtitles | تلك هي الطريقة الوحيدة لإرجاع هنري للبيت |
| Bileğine dokunuyor, çünkü bu şekilde onun güzel görünüp görünmediğini anlayabileceğini sanıyor. | Open Subtitles | انه يتحسس رسغها لأنه يعتقد أن تلك هي الطريقة ليعرف إذا كانت جميلة أم لا |
| Eğer bana bu şekilde davranılacaksa burada kalmam için bir sebep göremiyorum. | Open Subtitles | لا أرى سبباً لبقائي هنا إن كانت تلك هي الطريقة التي أعامل بها |
| Ancak bu şekilde gidebilirsin. | Open Subtitles | تلك هي الطريقة الوحيدة التي سيحدث بها الأمر |
| - İş dediğin böyle yapılır. | Open Subtitles | تلك هي الطريقة لإنجازها |
| * Almak çok kolaydır ama doğrusu budur aslında * | Open Subtitles | * الأخد سهل جداً * * لكن تلك هي الطريقة * |
| Suç işlediğin yerlere tekrar gitmeliydin, çünkü cinsel anlamda tatmin olmanın tek yolu buydu. | Open Subtitles | احتجت لزيارة مسارح الجريمة مجددا لأن تلك هي الطريقة الوحيدة لتحصل على راحة جنسية مرضية |