| Ve tecrüben olmadan TV de yayınlanan şovlara çıkamazsın. | Open Subtitles | أنت لا تدخل إلى عرض تليفزيونى هكذا بدون خبرة |
| TV gibi olamaz, Ama en azından öyle gözükür. | Open Subtitles | ليس هذا ارسال تليفزيونى ولكن على الأقل سوف نفتح التلفاز |
| Cok TV sovu seyretmissin! | Open Subtitles | أنت قد رأيت عرض تليفزيونى زائد عن الحد لا.. |
| televizyon filmi de olsa yine de çok fazla ezber var. | Open Subtitles | علىّ أن احفظ كلمات كثيرة ولكنّه مجرّد فيلم تليفزيونى |
| Bu yalnızca bir televizyon şovu. Hepsi bu, tamam mı? | Open Subtitles | انه مجرد عرض تليفزيونى وهذا كل شىء, حسناً؟ |
| TV Dizisi Ödülü'ne aday olarak gösterildim... yine. | Open Subtitles | انا رشحت لجائزة افضل مسلسل تليفزيونى للمرة الثانية |
| Pekala, TV için bir reklam projesi bu. Finansal bir kuruluş için. | Open Subtitles | حسنا , انه اعلان تليفزيونى لشركة إدارة أموال |
| Pekala, TV için bir reklam projesi bu. Finansal bir kuruluş için. | Open Subtitles | حسنا , انه اعلان تليفزيونى لشركة إدارة أموال |
| Yapılmış en iyi TV programı! | Open Subtitles | أفضل برنامج تليفزيونى لم يُنتج على الإطلاق |
| - Ben bir TV yapımcısıyım ve-- - doğru, bende Marvin Gaye. | Open Subtitles | أنا منتج تليفزيونى - صحيح، وأنا مارفين جاى - |
| Sevgilim, Starsky ve Hutch eski bir TV dizisi. | Open Subtitles | عزيزتى ، ستارسكى هتش هو مسلسل تليفزيونى |
| Yayında bir TV programım var. | Open Subtitles | هل لاحظت "جيم" ؟ لدىَّ عرض تليفزيونى لبثه على الهواء |
| Şimdi sen büyük bir TV yapımcısı mısın? | Open Subtitles | ماذا الآن , أأصبحت مُنتج تليفزيونى ؟ |
| Sen, başarılı bir TV yapımcısı olarak orada şirketin birtakım işlerini yaparken genç çiftleri de gözetim altında tutuyorsun. | Open Subtitles | ...أنت مُنتج تليفزيونى ناجح . مُرافق لزوجين صغيرين بينما أنت هناك . تُنفذ أعمالا ً لبعض الشركات |
| Gündüzleri TV yapımcısı, geceleri CIA çalışanı. | Open Subtitles | , مُنتج تليفزيونى فى الصباح و عميل لـ "وكالة الأستخبارات الأمريكيه" فى الليل |
| Yaşamaya devam edebilmek bir televizyon şovu değil, gerçek bir sorundu. | Open Subtitles | لقد كان البقاء قضيه فعليه وليس عرض تليفزيونى |
| Bay Peder Ferris bir televizyon programı tavsiye etmek için uğramış. | Open Subtitles | لقد مر الكاهن فيريس لينصحنا بمشاهدة برنامج تليفزيونى |
| Bu sayede, bir yönetmen ya da yapımcı tarafından keşfedilip televizyon için iyi bir teklif alacağım. | Open Subtitles | وبهذه الطريقة سأُكتشف بواسطة مخرج أو مُنتج،أو أحصل علي لإتفاق بعمل برنامج تليفزيونى |
| 10 yıl önce, Planet Earth isimli bir televizyon serisinde bu harikaların bir çoğunu paylaştık, fakat bugün, birçok şey değişti. | Open Subtitles | قبل عشرة اعوام فى مسلسل تليفزيونى يسمى كوكب الارض، كشفنا العديد من تلك العجائب، ولكن اليوم، الكثير قد تغير. |
| Bir televizyon şovu olduğunu tamamıyla anlıyorum. | Open Subtitles | أنا أفهم تماماً أنه مجرد عرض تليفزيونى |
| İngiltere'den, televizyon yapımcısıyım. | Open Subtitles | أنا منتج تليفزيونى من إنجلترا |