| Diğer insanlar tarafından fark edilmeden etrafta dolaşmak için tamamen çıplak olmalısınız. | TED | لكي تتجول دون أن يكتشفك أحد، يجب أن تكون عارياَ تماماَ. |
| Yapmaktan hiç de hoşlanmadığım şeyleri de yaptılar ve tamamen farklı amaçları vardı. | TED | و قاموا بكل الأشياء التي لم أكن مهتماَ بالقيام بها، و لكن كانوا يملكون أهدافاَ مختلفة تماماَ. |
| Kayıklar ve kostümler tamamen o günlerdeki gibi görünüyor. | TED | تبدو القوارب و الأزياء تماماَ كما كانت عليه في ذلك الوقت. |
| Katılıyorum, Kesinlikle mide bulandırıcı. Ama bazı insanlar hassas olabiliyorlar. | Open Subtitles | أتفق معكِ، هذا تماماَ مثير للإشمئزاز ولكن بعض الناس يكونون عاطفيين للغاية |
| Bu resimleri yaparken, zihnimde Tam anlamıyla, gerçek zamanlı bir bulmaca varmış gibi oluyor. | TED | الآن عندما أصمم هذه الصور، ستكون تماماَ مثل لغز الوقت الحقيقي وهو يدور في ذهني. |
| Altı ay sonra, mercan tamamen çözündü. | TED | بعد 6 أشهر، أوشكت الشعبه على التحلل تماماَ. |
| Kadın tamamen mantıksız. Her şeyi yapabilir. | Open Subtitles | حضرة الملازم هذه المرأة غير عقلانية تماماَ لا يتوقع أحد ما قد تفعل |
| Ahh. ama onlar tamamen onları meşgul eden bir iş üstündeler. | Open Subtitles | لكنهم لكنهم مشغولون تماماَ بالنشاطات الفنية للذكاء |
| pek emin değilim, tamamen reddetme güdüsü içerisinde, sanki devasa borçları olan insanlar gibi. | Open Subtitles | لا أدري إن كان سيفيد إنه متجاهل تماماَ كأصحاب الديون الهائلة |
| Kontrolümü tamamen kaybettim, onu tuttum. | Open Subtitles | فقدت السيطرة على نفسي تماماَ وقمت بضمه ولمسه |
| Gövdesi tamamen yanmış. | Open Subtitles | حسناَ قرص الصدفة محترق تماماَ لكن اللوحة الأم بشكل أعجوبة |
| Cüzdanına bir not bıraktı diye sana tamamen yabancı biriyle bir parkta buluşacak kadar cesursun. | Open Subtitles | وجريئة ما يكفي لمقابلة غريب تماماَ في حديقة لمجرد تركه ملحوظة في حقيبتك |
| Ben olsam ülkeyi terk ederdim ama karar tamamen sana kalmış. | Open Subtitles | لو مكانك لتركت البلد لكن هذا يعود لك تماماَ |
| tamamen uyumlu bir YÖS mağduruyum. | Open Subtitles | أنا مصابة . بمتلازمة الموت الجزئي ومتوافقة مع ذلك تماماَ |
| Bu gece beni tamamen öfkelendirdi. | Open Subtitles | هذه الليلة قد أجهدتني تماماَ وحسب |
| Ömür boyu asker, Delta Force gücü sandık dolusu madalya, tamamen yabancı. | Open Subtitles | ضابط طوال الحياة مؤخرة صلبة في " دلتا فورس " صدر مليء بالأوسمة غريب تماماَ |
| Bir şey daha var. Onun hakkında Kesinlikle yanılmıyorsunuz. | Open Subtitles | وهناك أمر آخر سيد " كينجستون " أنت محق تماماَ بشأنها |
| Bu Kesinlikle Bay O'Reilly'den bir imza demek. | Open Subtitles | هذا سيعني تماماَ توقيع إعجاب " من السيد " أورايلي |
| Kesinlikle. Kontrol bizde değildi. | Open Subtitles | تماماَ, لسنا مسيطرين على أفعالنا. |
| Kızının ve Bay Wilkes'in Tam yerini sana söyleyeceğim. | Open Subtitles | سأخبرك تماماَ أين يمكنك أن تجد السيد ويلكس وابنتك |
| Sen doğru söylüyor dedin, ben de kural olarak senin dediğinin Tam tersini alırım. | Open Subtitles | حسناً, لقد قلتِ إنه لم يكن كذلك, و كقاعده أأخذ ما تقولينه و اعكسه في الإتجاه الآخر تماماَ |