Cinayet sorgusunda sorgulanmak için tutuklandın. Bültende yayınladıkları zaman alarm aldım. | Open Subtitles | ،لقد أُعتُقلتَ لتُسائل في جريمة قتل عندما فحصوا بصمتك، جائني تنبيه |
Tüm şeriflerin adamları ve eyalet polisleri çalışma alanları için genel alarm. Kaçaklar silahlı. | Open Subtitles | تنبيه عام لكل الفرق بالمقاطعة،انهم مسلحون |
Bana bak, alarmı falan çalıştırmaya kalkarsan bir daha gözlerini açamazsın anladın mı? | Open Subtitles | اسمعي ان حاولتي ان تطلقي تنبيه او ماشابه ستموتين . هل تفهميني ؟ |
Yeni arkadaşım öğretti. Dikkat, bu bir hava kalitesi uyarısıdır. | Open Subtitles | صديقى الجديد علمنى ذلك أنتباه , هذا تنبيه لنوعية الهواء |
Örneğin bir balık avcıyı görür ve kaçarsa bu diğerlerine tehlike uyarısı olduğunu anlatır. | TED | على سبيل المثال، إذا كانت سمكة واحدة ترى المفترس وتهرب، وهذا يمكن تنبيه العديد من الآخرين للخطر. |
Ve biri posta kutunuzu açtığında size haber gelir, iPhone'unuza bir uyarı mesajı düşer. | TED | وما ان يقوم ساعي البريد بفتحه حتى يتم اشعار صاحبه بذلك عن طريق رسالة تنبيه ترسل الى الآي فون خاصته |
Personellerin dikkatine, batı kanadını hemen tahliye ediyoruz. | Open Subtitles | تنبيه لجميع الموظفين ، يرجي اخلاء الجناح الشرقي حالا |
15 dakika içinde, merkezi aramazsam ülkedeki bütün istihbarat birimleri seninle ilgili alarm durumuna geçer. | Open Subtitles | إذا لم أجرِ اتصالاً خلال 15 دقيقة فسيتم تنبيه كل وكالة مخابرات في البلاد عنك |
Sunucuya girildiğine dair Operasyon Merkezi'nde alarm var. | Open Subtitles | الخادم اظهر تنبيه عن خرق في مركز العمليات؟ |
Başka bir saldırıya karşı bölgedeki adamlarımıza alarm verelim mi? | Open Subtitles | أيجدر بنا تنبيه عملائنا فى المنطقة فى حالة أنهم خططوا لمزيد من الهجمات؟ |
Ama gerçekte, duygular tüm sistemlerin alarmı gibidir ne hatırladığımıza, ne tür kararlar verdiğimize, ve nasıl algıladığımıza göre değişir. | TED | ولكن في الحقيقة المشاعر نظام تنبيه كامل يغير ما نتذكره أي نوع من القرارات نتخذ وكيف نرى الأمور |
Kritik sistem alarmı. | Open Subtitles | الأنظمة في حالة حرجة. تنبيه: الأنظمة في حالة حرجة. |
Spoiler alarmı. Bunu daha önce izlemiştim. | Open Subtitles | تنبيه لحرق الأحداث، لقد شاهدت هذا من قبل هنا، |
Dikkat, Tüm personel kendinizi bu objeden uzak tutun. | Open Subtitles | تنبيه لكل الأفراد حافظ على مسافة بينك وبين الهدف |
Dikkat dikkat, tüm çalışanlar. İki tane kaçağımız var. Durdurun onları. | Open Subtitles | تنبيه لجميع الموظفين لدينا هاربين , أوقفوهم |
Toplu meblağlar yerine, daha az Dikkat çekecek şekilde, parasını büyütecek bir sistem kurmuş kendine. | Open Subtitles | فبدلاً من سحب مبالغة ضخمة مما قد يؤدي إلى تنبيه فوري قام بدسيسية تدريجية لسحب مبالغ ضخمة دون إطلاق تنبيه |
Ormanda, bir yırtıcının yaklaştığının ilk uyarısı, sessizliktir. | Open Subtitles | في الغابة أول إنذار تنبيه لإقتراب المفترس هو الصمت |
Dönen ışık, belki bir direkten kayardık. Hayır, daha çok uyarı, bilgisayar uyarısı. | Open Subtitles | ضوء ملتف، وربما تحصل على عصا لا، إنه أشبه بتنبيه، تنبيه حاسوب |
Şu andan itibaren, bütün devlet ve federal ajanslara haber vermekten ve kaynaklarımızın felaket sonuçlarının üstesinden gelmelerine odaklanmaktan başka seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | الان، ليس أمامنا سوى تنبيه كل الهيئات الحكومية والفيدرالية .وتركيز كل مصادرنا على ما سيحدث بعد هذا |
Herkesin dikkatine. Comstock halen müsait. | Open Subtitles | تنبيه للجميع كومستوك لا تزال مُتاحةً |
Suriyeliler'i sahaya geri dönmemle ilgili alarma geçirip bir yıllık gizli operasyonu yakamam. | Open Subtitles | أنا لن أحرق سنة من العمل عن طريق تنبيه السوريين أني عدت للعمل |
Hala istasyon şefiyim. Ne zaman birisi bir kasayı açsa bana bildirim geliyor. | Open Subtitles | لا زلتُ رئيسة المحطة أتلقى تنبيه متى فتح أحد الخزنة |
Işler kötü gitmeye başladığında Belki birini uyarmak için çalıştı. Mm. | Open Subtitles | ربما حاول تنبيه شخصٍ ما عندما آلت الأمور إلى منعطفٍ سئ |
Bütün Birlik üyeleri için oluşturulmuş bir gezegen uyarı sistemi var. | Open Subtitles | هناك . ساعة تنبيه كوكبية خارج ران لكل شخص من رابطة |