| - Senin neden Aşağıya inmeni istemediğini anladık. | Open Subtitles | عرفنا الآن لما لا تريدك أنْ تنزل إلى هنا |
| Rob, Aşağı inmeni tavsiye ederim. | Open Subtitles | (روب) ، أقترح عليك أن تنزل إلى الأسفل |
| Rob, Aşağı inmeni öneririm. | Open Subtitles | (روب) ، أقترح عليك أن تنزل إلى الأسفل |
| Dinle, şimdi Aşağıya inip onları bulman gerekiyor, anlaştık mı? | Open Subtitles | حسناً، استمع، أريدك أن تنزل إلى هناك وتجدهما، مفهوم؟ |
| Şimdi neden Aşağı inip neden bahsettiğime bir bakmıyorsun. | Open Subtitles | لم لا تنزل إلى هنا الآن، وسترى ما أتحدث عنه. |
| - Aşağı inme Sam. - Hayır, bir şey yok. | Open Subtitles | ـ لا تنزل إلى الأسفل ، يا سام ـ لا ، لا تقلقي |
| Üstündekilerle Aşağı kesinlikle inemezsin. | Open Subtitles | أنت لن تنزل إلى هناك بكل تلك المعدات، ياصاح |
| Beş dakika içinde Aşağıya inmezsen, seni ne yatağıma alırım, ne evime, ne de hayatıma. | Open Subtitles | إن لم تنزل إلى الأسفل فى خلال 5 دقائق سأرميك خارج سريري و خارج منزلي وخارج حياتى |
| Niye inip de tanışmıyorsun... ..adam gibi? - Sana bir sorum var... | Open Subtitles | -لم لا تنزل إلى الأسفل حتى يمكننا التحدث؟ |
| Hey, dinle. Lobiye inip | Open Subtitles | اسمع، أحتاج منك أن تنزل إلى الردهة |
| Aşağı gelmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تنزل إلى الطابق الأرضي ، حسناً؟ |
| Aşağı gelip yakından baksana. | Open Subtitles | لماذا لا تنزل إلى هنا لتحصل على رؤية أقرب؟ |
| Böylelikle, krater duvarının üstündeki katmanlardan gördüğünüz şey, ve şimdi Gezgin Aşağıya iniyor, ölçüyor, bilirsiniz, özelliklerini ve kayaları inceliyor ve kanyondan inerken, bilirsiniz, | TED | و بالتالي ما ترونه هنا هو الطبقات على جدار الفجوة و العربة الجوالة تنزل إلى داخل هذه الفجوة و تقوم بالقياسات و تحلل الصخور بينما تجتاز الوادي |