| - tehdit oluşturmuyorum. - Ben bir uçuş polisiyim. Sizi bırakabilir miyim? | Open Subtitles | انا لا اشكل تهديدا انا ضابط امن جوي هل يمكن ان اتركك؟ |
| Sen benim için tehdit değilsin, hiç kimse için değilsin. | Open Subtitles | انتي لا تمثلين تهديدا لي .. ولا تمثلين تهديدا لأحد |
| Burada. tehdit yaratıyor. Ve ikimiz de aynı şeyi istiyoruz. | Open Subtitles | إنه هنا ، ويمثل تهديدا و كلانا يريد نفس الشئ |
| Stratejisi, onu artık bir tehlike olarak görmeyene kadar yavaşça aralarında yüzmektir. | Open Subtitles | تتمثل خطتها في السباحة ببطء وسطهم حتى لا يعودوا يعتبرونها تهديدا لهم |
| Benim evrenimde çok büyük bir tehdit ile yüz yüzeyiz. | Open Subtitles | نحن نواجه تهديدا ً حقيقيا ً جدا ً في كوني |
| Belki de, bizim artık bir tehdit olmadığımızı bildikleri içindir. | Open Subtitles | ربما لأنهم ربما عرفوا أننا لم نعد نمثل تهديدا لهم |
| Nükleer savaşın gerçek bir tehdit olduğu bir dünyada yaşıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعيش في عالم حيث الحرب النووية تشكل تهديدا حقيقيا. |
| Kulağa hoş gelmediğini biliyorum, ama bir hikaye üzerinde çalışıyorum ve güvenilir kaynağa göre bir tehdit söz konusu. | Open Subtitles | انا اعرف كيف يبدو كلامي ولكن انا اعمل على قصة ما وهناك مصدر موثوق يدعي ان هذا يشكل تهديدا |
| Flora Randy'i Chloe'nin tehdit olduğuna ikna etmiş olmalı. - Vaktimiz azalıyor. | Open Subtitles | ربما قامت فلورا بإقناع راندي أن كلوي تشكل تهديدا ينفد منا الوقت |
| Günümüzde korsanlık dünya çapında oldukça aktif bir tehdit. Bu Hint Okyanusu'ndan bir örnek. | TED | تشكل القرصنة اليوم تهديدا حيًا جدًا حول العالم. هذا فى المحيط الهندى. |
| Yani, gezegenimizin geleceği varoluşsal bir tehdit altında. | TED | لذلك نحن نواجه تهديدا وجوديا لمستقبل كوكبنا. |
| Sadece harika değil aynı zamanda bir tehdit. | Open Subtitles | ليست فقط غريبة بل تشكل تهديدا حقيقيا أيضا. |
| UFO'lar ulusal güvenliğe doğrudan fiziksel bir tehdit değil. | Open Subtitles | الأطباق الطائرة ليست تهديدا مباشرا للأمن القومي |
| İlk defa biri beni ölümle tehdit etti. | Open Subtitles | هذه أول مرة اتلقى تهديدا بالقتل هذه سخافة، علي أن أتحدث معه |
| Köpek, tehdit oluşturan ya da engellemeye çalışan herkese saldırmak üzere programlanmıştır. | Open Subtitles | هذا الكلب هو مبرمجة لمهاجمة بشراسة أي شخص الذين قد يشكلون تهديدا أو عقبة أمام هذا التفصيل. |
| Ulusal güvenlik sistemi için ciddi bir tehdit oluşturuyorsunuz. | Open Subtitles | ستكون تهديدا كبيرا إلى بناء الأمن الوطني |
| Hosty'nin dediği gibi bir tehdit olsaydı, saklarlardı. | Open Subtitles | إذا كانت تحتوى تهديدا مثلما قال هوستى لكان أبقاها |
| Kimseye hayati bir tehlike yaratmıyorlardı yani. | TED | كانوا يمثلون تهديدا وجوديا ليس لشخص محددٍّ. |
| Çünkü gerçek bir ulusal tehditle karşı karşıyaydık ve o manyakla uğraşacak vaktimiz yoktu. | Open Subtitles | لإن لدينا تهديدا حقيقيا للأمن القومي وبالمرة الأخيرة التي تحققت منها |
| Bu toplumumuz için bir tehdittir ve buna izin vermemiz mümkün değildir. | Open Subtitles | ،وهذا يشكل تهديدا لأمننا ولا يمكننا السماح بذلك |
| Oyuncu Seviye 5'e girdiğinde, RIPLEY onu güvenlik tehditi olarak işaretler. | Open Subtitles | عندما يخترق لاعب ما المرحله الخامسه, ريبلي ترسل له تهديدا بالبيانات |
| Tehditlerle baş edemem. Bu büyük bir tehditti. | TED | لا يمكنني التعامل مع التهديد. هذا كان تهديدا ضخما. |
| Evet, sadece maaş çeki yerine ölüm tehditleri getiriyor. | Open Subtitles | نعم، يحدث لمجرد أن تأتي مع تهديدا بالقتل بدلا من الراتب. |
| Timsah, sakinlerin çoğu için tehlike arz ediyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو التمساح تشكل تهديدا ل معظم السكان . |