| Acil olan tek durum senin ne kadar gergin olduğun ve eğer işimde iyi olmasaydım 911 arardım. | Open Subtitles | الشئ الطارئ الوحيد هو مقدار توترك ولقد كنت سأتصل ب911 لو لم أكن جيدة في عملي |
| Neden gergin olduğunu anlayabiliyorum. | Open Subtitles | أتفهّم سبب توترك |
| Çok gergin görünüyorsun. | Open Subtitles | لا عجب في مدى توترك |
| Belki de senin stresin konuşarak atacağın türdendir. | Open Subtitles | ربما يكون الحديث أكثر فعالية في تخفيف توترك |
| Tabii, stresin bilinçaltı kaynaklıysa gerçekten rahatsız olmadığına inanıyor olabilirsin. | Open Subtitles | بالطبع من المحتمل أن توترك أقل من الوعي الكامل وأنتِ مع ذلك تعتقدين بأنك بخير |
| Richard, şu an senin stres seviyen burada. | Open Subtitles | ريتشارد, في الوقت الحالي مستوى توترك هنا |
| Yahut hayatındaki dönüm noktalarını görmezden gelerek mezun olma stresinden kurtuluyorsun. | Open Subtitles | أو لعلّك تنفسّ عن توترك الناتج عن التخرج بتجنّب الأحداث السنوية الرئيسية. |
| Kronik stresin önüne geçmek zorunda kalabilirsiniz. | TED | ينبغي عليك أن تكبح جماح توترك المزمن. |
| stres sizi kontrol etmeden siz stresi kontrol edin. | TED | وسيطر على توترك قبل أن يسيطر عليك. |
| Sadece stres seviyeni artırarak mutasyonu tetikledim. | Open Subtitles | بالكاد رفعت حدة توترك بحيث حفزت تحولك |
| Sen de biraz stresinden arın, rahatla. | Open Subtitles | هدأ من توترك. |