| Ve şimdi yanıt vermiyor. Tora, Tora. Düştüm. | Open Subtitles | ولكنه الآن لا يجيب. تورا، تورا. لقد وقعت، أنا أصاب بهذه النوبات. |
| Tora haklı. Sanırım, bize söyleneni yapmalıyız. | Open Subtitles | تورا محقة، أعتقد أن علينا أن نفعل ما طلب منا بالضبط. |
| Tora Bora dağlarında Bin Ladin avı devam ederken savaşçıların çoğu sınırı aşıp Pakistan'a geçti ve yeniden gruplaşmak için güvenli bir yer aradı. | Open Subtitles | كالبحث عن بن لادن مستمر في جبالِ تورا بورا إنزلقَ العديد مِنْ المقاتلين ظهراً عبر الحدودِ إلى باكستان، بَحْث عن مكان آمن للتَجَمُّع ثانية. |
| Hayır, kesinlikle yok. Tabii Tura anlamadığı sürece. | Open Subtitles | لا , لا على الاطلاق طالما أن تورا لن بكتشف الأمر |
| Anna, Bayan Tura ile yalnız görüşmek istiyorum. | Open Subtitles | آنا , أود أن أتكلم مع السيدة تورا على انفراد |
| Bana, Maria Tura'yı daha önce duymadım demeyin. | Open Subtitles | لا تقل لي بأنك لم تسمع من قبل بماريا تورا |
| Peki o zaman Tora Bora'ya gidiyoruz. | Open Subtitles | كان اخر مكان شوهد يختبئ به وهو تورا بورا |
| buna rağmen burada 21 silahlı adam var... bizi Tora Bora'ya götürmek için. "Hayır, böyle iyi. | Open Subtitles | وحتى الان هنالك 21 شخصا مسلحا ياخذونا الى تورا بورا |
| Amerikalılar onu Tora Bora'da avlıyorlar. | Open Subtitles | الجنود الأمريكيون يبحثون عنه في تورا بورا في أفغانستان |
| Bir kaç El kaide elemanı nükleer bomba yerine eski bir Sovyet kapsülü alıyor, bir şekilde Tora Bora'da ki bir mağaradan fırlatılıyor ve Montana'yı korkutuyor. | Open Subtitles | مجنون من القاعدة يحصل على كبسولة فضاء سوفييتية قديمة بدلا من قنبلة نووية وينجح بطريقة ما أن يطلقها من كهف في تورا بورا |
| Tora 15 topunu orda saklıyor | Open Subtitles | ذلك هو المكان الذي ستحصل منه تورا كراتها الخمستة عشر الجميلة |
| Lourdes Valenzuela ama herkes Tora diyor La Tora Valenzuela çoktan parasını biriktirdiğini söylemişti ...en güzel 15 yaş partisini yapacağını | Open Subtitles | لكن الجميع يناديني تورا لاتورا فالينزويلا وقد اخبرني انة ادخر لي المال مسبقاً |
| Ayrıca Tora bunu söylerken umursamıyor bile | Open Subtitles | وانا اشعر ان تورا تعاني. حتى وان قالت بأنها لا تبالي |
| Ve Tora sakatken bile sorunu söylerim ...Diana körken ...Patricia karmakarışıkken.. | Open Subtitles | ويمكنني ان اقول بدون مشاكل ان تورا تعرج وديانا عمياء وأن باتريسيا معقدة جداً |
| Bayım, Maria Tura bir aktristen çok öte. O bir müessesedir. | Open Subtitles | لكن ماريا تورا أكثر من مجرد ممثلة انها تمثل عُرفاً اجتماعيا ضارب الجذور |
| Hayat sizin için eski konforlu günlerinize dönebilir Bayan Tura. | Open Subtitles | يمكن للحياة أن تكون مريحةً جداً لكِ مجدداً يا سيدة تورا |
| Albay, isterseniz sizi Bayan Tura ile tanıştırmaktan memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | ان رغبتَ بأن تلتقي بالسيدة تورا فسأكون مسروراً بأن أعرفك عليها |
| İşin aslı, daha önce Maria Tura ismini de duymadım. | Open Subtitles | في حقيقة الأمر , فانني لم أكن قد سمعتُ بماريا تورا من قبل أيضاً |
| Siz de anlayamazsınız. Ama Bayan Tura gayet iyi bir şekilde anladı. | Open Subtitles | لكن بدا على السيدة تورا بأنها تفهمها تماماً |
| Meşhur Polonyalı aktör, Joseph Tura. | Open Subtitles | انه الممثل البولندي الأكثر عظمة جوزيف تورا |
| Bayan Tura'dan, bir mesaj iletmesini istedim. | Open Subtitles | لقد طُلب مني أن أقوم بارسال رسالة للسيدة تورا |