| Pooja'nın bu kılıkla dışarı çıkmasına nasıl izin veriyorsunuz? | Open Subtitles | كيف تَسْمحُ لبوجا بالخروج بمثل هذه الملابسِ الصَغيرة |
| Kahin'in kara büyüsünü kullanmasına izin verirsen. | Open Subtitles | مالم تَسْمحُ للعرّافِ لإداء سحرِها المُظلمِ. |
| Fidel Castro adada özgürlüğe izin verene kadar pes etmeyeceğim. | Open Subtitles | لَنْ أُنتجَ حتى فيديل كاسترو تَسْمحُ للحريةِ على الجزيرةِ. |
| Bazen başkalarının senin yerine düşünmesine izin veriyorsun. | Open Subtitles | قُلتُ، تَسْمحُ لأحياناً الناس الآخرون سَيَعتقدونَ لَك. |
| Haydi Tozier, kendine gel. Seni böyle görmelerine izin verme. | Open Subtitles | لا تَسْمحُ لهم برؤيتك تَحْبُّ هذا. |
| Senden örnek almama izin verir misin? | Open Subtitles | حَسناً، تَسْمحُ لي لأَخْذ العيناتِ منك؟ |
| Herkese yalan söylüyor ve siz de buna izin veriyorsunuz. | Open Subtitles | انه يكذب على الجميع، وأنت تَسْمحُ له. |
| Bay Greyson en azından kızınızı görmeme izin verir misiniz? | Open Subtitles | السيد "غريسون"، هَلْ تَسْمحُ لي على الأقل برُؤية ابنتِكَ؟ |
| Tenzin, onun beni karalamasına izin verdin | Open Subtitles | Tenzin، تَسْمحُ له للشَكّ فيي؟ |
| - İzin veriyor musun? | Open Subtitles | - تَسْمحُ لي؟ |