| Kalbini sıkıştırıp kanamayı yavaşlatmaya çalış. | Open Subtitles | اقبض على قلبه بشدة. حاول أن تُبطئ النزيف. |
| Nefes almanı yavaşlatmaya çalış. | Open Subtitles | حاول أن تُبطئ تنفسك |
| Nefes almanı yavaşlatmaya çalış. | Open Subtitles | حاول أن تُبطئ تنفسك |
| Zira ışık hızında biyolojik saatiniz geride kalanlarınkine oranla yavaşlar. | Open Subtitles | لأن ساعاتك الحيوية تُبطئ بالنسبة لؤلائك الذين تركتهم خلفك |
| Bize göre, diskin içindeki madde olay ufkuna yaklaştıkça yavaşlar ama oraya asla ulaşamaz. | Open Subtitles | من وجهة نظرنا المادة التي في القرص تُبطئ كلما اقتربت أُفق الحدث لا تصل إليه فعلا |
| Marty, bence yavaşlamalısın. | Open Subtitles | (مارتي ) ، أعتقد بأن عليك أن تُبطئ |
| Kalbini sıkıştırıp kanamayı yavaşlatmaya çalış. | Open Subtitles | حاول أن تُبطئ النزيف. -جرانت)، القي بالعصا) . |
| Steve, lütfen yavaşlar mısın böylece oraya sağ sağlim varabilelim. | Open Subtitles | (ستيف)، أيمكنك أن تسدي إليّ معروفاً؟ أيمكنك أن تُبطئ السرعة قليلاً، من فضلك؟ لأنني أريد أن أشعر بأننا لدينا فرصة لأن نصل على قيد الحياة |
| Marty, bence yavaşlamalısın. | Open Subtitles | (مارتي ) ، أعتقد بأن عليك أن تُبطئ |