| Bana büyük ve zengin diyorsun, ama hiç bir şeyim yok. | Open Subtitles | أنت تقولين أننى عظيم و ثرى و لكنى لا أملك شيئا |
| Kabalaşma, Jean. Sahtekar olabiliriz ama lütfen adi olmayalım. zengin miymiş? | Open Subtitles | لا تكونى مبتذلة يا جين ، دعونا نكون ملتويون و ليس عاديون هل هو ثرى ؟ |
| - Çok zengin olduğumu biliyorsunuz. - Hepimiz öyle değil miyiz? | Open Subtitles | أفترض انك تعرف اننى ثرى جدا ألسنا كلنا أغنياء ؟ |
| zengin bir adam olduğum için şanslı. Evet, kesinlikle öyle. | Open Subtitles | بالتأكيد انه من حسن الحظ أننى رجل ثرى بالتأكيد |
| zengin bir adam olduğum için şanslı. Evet, kesinlikle öyle. | Open Subtitles | بالتأكيد انه من حسن الحظ أننى رجل ثرى بالتأكيد |
| zengin bir koca ve bu senenin kıyafetleriyle yeni arkadaşlar edinmek senin için hiç de zor olmayacaktır. | Open Subtitles | مع زوج ثرى وتلك الملابس الفخمة لن تجدى صعوبة فى تكوين صداقات جديدة |
| Kalbi zayıf, çok zengin ve yaşlı bir bey kedilerden ölesiye korkuyor. | Open Subtitles | رجل عجوز ثرى بقلب ضعيف ولديه رعب مرضى من القطط |
| Ve geçtiğimiz iki sene içinde, onu zengin bir adam yaptım. | Open Subtitles | وخلال السنتين الماضيتين,جعلت منه رجل ثرى. |
| zengin beyaz bir çocuğun parmakları parçalanırsa birşey yaparlar. | Open Subtitles | لو بُترت أصابع فتى ثرى لفعلت الحكومة شيئاً. |
| Çok zengin bir erkekle yatmak ister misin? | Open Subtitles | ما رأيك فى أن تذهبى للفراش مع رجل ثرى جدا؟ |
| Fakat esas sorun zengin ve güçlü olmak için her şeyi yapmaya karar verdiğiniz anda başlıyor. | Open Subtitles | ولكن المشكلة هى ماذا سيحدث عندما تقررون أى شيئ لتصبح ثرى وقوى |
| Sen zengin değilsin. Yeni yeni zengin olmaya başladın. | Open Subtitles | أنت لَسْتَ ثرى بَدأتَ بالكاد أَنْ تَكُونَ ثرى |
| Erkeklerden biri çok zengin ve kızı evinden alıp ona, dünyanın harikalarını göstermeyi vaat ediyor. | Open Subtitles | أحدهم ثرى للغاية و يعرض عليها أن يأخذها بعيداً عن وطنها ليريها كل عجائب العالم |
| Bay Wong bayağı zengin bir adam, fakat ne yazık ki çok Ciddi Jones'u var. | Open Subtitles | الآن ، السيد وونج ثرى جدا و لكن لسوء الحظ ، هو لاعب خطير للغاية |
| Bir işçinin kulübesinde yaşıyormuş ve bölgeden zengin biriyle nişanlıymış. | Open Subtitles | فى حالة سيئة جدا تعيش فى اكواخ العمال. وخُطبت الى رجل ثرى من الجوار. |
| Daha iyi görünmene yardım eder ve bir şeyleri gizlemeye çalışan zengin Amerikalı gibi görünmezsin. | Open Subtitles | هذا سيساعدك لكى تبدو أفضل وليس مثل شخص امريكى ثرى لديه شىء ما يخفيه |
| Her etki, yani evlilik için, bir tepki yani zengin boşanma avukatı olur. | Open Subtitles | لكل فعل , الزواج , هناك رد فعل محام طلاق ثرى |
| Ama belki Long Island'da yaşayan zengin bir adamın evinde de olabilirdi. | Open Subtitles | ولكن ربما ايضا فى بيت رجل ثرى على الشاطئ. |
| Hiçbir şekilde hayatı olmayan, çok varlıklı bir adam mı? | Open Subtitles | رجل ثرى جداً و لكن بلا حياة على الإطلاق؟ كلا. |
| Benim kocam Bay Cunningham da çok zengindir. | Open Subtitles | إن زوجى ، السيد " كانينجهام" رجل ثرى جداً |
| Sen bir kahramansın, çok zenginsin peki, neden vaktini burada bir avuç aylakla harcıyorsun? | Open Subtitles | أنت بطل و ثرى جدا كيف تأتى لتضيّع وقتك مع هؤلاء الحثالة ؟ ؟ |
| Ve sonunda, zenginlik ve yakışıklılık benim için yeterli değil. | Open Subtitles | أجل, ولكن مع ما حدث ثرى و وسيم لا يناسبانى |