| Bu bedava şeyleri sadece güzel olduğum için elde ettim bunun kim olduğumla ilgisi yok. Kişilikleri için değil görünüşleri yüzünden bedel ödeyen insanlar var. | TED | وحصلت هذه الأشياء مجاناً بسبب مظهري، وليس بسبب شخصيتي، وهناك أشخاص يدفعون ثمناً لمظهرهم لا لشخصيتهم. |
| Ruslar kazanmak için büyük bedel ödemişti. | Open Subtitles | دفع الروس ثمناً باهظاً لهذا الأنتصار بالطبع |
| Mmm . Herkesten daha iyi bilmen lazım, sihrin bedeli vardır. | Open Subtitles | يفترض أنّك تعرف أكثر مِنْ أيّ أحد أنّ للسحر ثمناً دائماً |
| Zihin, en değerli ve kıymetli kaynağımız, sayesinde hayatımızın her anını tattığımız, | TED | العقل، هو المورد الأكثر قيمة و ثمناً لديناً ، فعبر كل لحظة واحدة نمر فيها من حياتنا |
| Korkunç bir hata yaptın. Ve bedelini Claire hayatıyla ödedi. | Open Subtitles | لقد ارتكبْتَ خطأ فظيعاً ودفعت عميلتك حياتها ثمناً له |
| Benim katırım var. - Sana iyi bir fiyat verdim. | Open Subtitles | أعطيتكِ ثمناً معقولاً، متضمناً إيجار الغرفة لليلة. |
| Evet, şey, bu en pahalı paket olan... ortaçağ sirkini sen sipariş ettin. | Open Subtitles | , انتِ من طلب زينة القرون الوسطى و التي صادف أنها الأغلى ثمناً |
| Bunu söylemekten nefret ediyorum ama 50 kişinin hayatı... ..ödenmesi gereken çok küçük bir bedel. | Open Subtitles | أكره قول هذا، ولكن موت 50 شخصاً يعتبر ثمناً بخساً لقاء منع حدوث ذلك |
| Benim uyarılarıma kulak vermeyenler... korkunç bir bedel ödeyecekler. | Open Subtitles | هؤلاء الذين لا يهتمون بتحذيري سوف يدفعون ثمناً رهيباً |
| Değmez. Çok büyük bedel ödemen gerekir. | Open Subtitles | لكن الأمر لا يستحق هذا ، لأنك تدفع ثمناً غالياً |
| Ülken, bize ihanet ettiğin için çok büyük bir bedel ödemek üzere. | Open Subtitles | إن بلادك على وشك أن تدفع ثمناً غالياً للغاية جراء خيانتنا |
| Tanrı biliyor ya, onu yakalamak için inanılmaz bir bedel ödüyoruz. | Open Subtitles | الله يعلم أننا ندفع ثمناً غالياً للإمساك به |
| Her dileğin bir bedeli var. | Open Subtitles | يجب أن نحذرك مقابل كل امنية تحصل عليها ثمناً تدفعه |
| bedeli ödendi ve artık benim. | Open Subtitles | إنهُ دفع حياتهُ ثمناً لذلكَ السلاح والآن هوَ ملكاً لي. |
| Biliyor musun, bahse varım, buradaki en değerli parça budur. | Open Subtitles | تدري، سأراهن بأنّ هذه القطعة الأكثر ثمناً هنـا |
| Aklından ne geçiyorsa, bedelini ödemen gerekir diye düşündüm. | Open Subtitles | لقد أخترت أكبرهم ثمناً قلت, أي كان ما ببالك هنا |
| Sen de alnında fiyat etiketi olan garip kızsın. | Open Subtitles | أنت الفتاة الغريبة التي كنت تضعين ثمناً على جبينك |
| Bize en pahalı keresteyi getir böylece bizden daha çok para al. | Open Subtitles | عليك أن تُحضر لنا الخشب الأعلى ثمناً وعليك تغريمنا ثمنه بعد ذلك |
| Ve barışın, bazen büyük bedeller ödenerek sağlanabildiğini hatırlattı. | Open Subtitles | وتذكير شديد أنّ السعي وراء السلام يتكلّف أحياناً ثمناً باهظاً |
| Ve birlikte çok mutlular. ...çünkü burası en pahalısı ve bu sebepten çirkin insanlar burada oluyor. | Open Subtitles | و أنهمآ في غآية السعآدة معآ لأنهُ الأشتراك الأغلى ثمناً والأشخاص القبيحون يتشابهون و تلقيت هذه الرسالة |
| Ben sana göre, üzerine ödül konmuş biriyim. | Open Subtitles | أنتي لا تعرفين حتى من أكون,أنا مجرد شرطي بجائزة مالية ثمناً لرأسي |
| Ama yine de çok ucuz. 500 dolar. 500 dolar dendi. | Open Subtitles | وما زال ثمناً قليلاً بلغ المزاد 500 دولار |
| Evet! Babamdan kaldı! ve 43 yıl boyunca parasını ödedi! | Open Subtitles | نعم ، والدي اشتراها ودفع ثمناً لها خلال 43 سنة |
| Çünkü uzaylı fotoğrafı için ödeme yaparım. | Open Subtitles | لأنني أستطيع دفع ثمناً سخياً مقابل صورة لكائن فضائي. |
| Ama aramızda kalsın, bu olay sana pahalıya patlardı. | Open Subtitles | لكن بيني وبينك، كنت ستدفعين ثمناً باهظاً |
| Hiç şüphesiz Bunun için çok para verdiler. | Open Subtitles | لاشك بأنهم يدفعون ثمناً غالياً لأجل هذا. |