| gelinlik seçmemde bana yardım etmelisin. | Open Subtitles | عليكِ أن تُساعديني في إختيار ثوب الزفاف. |
| Seni gelinlik içinde göreceğim hiç aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | لم اعتقد انني سوف نرى كنت في ثوب الزفاف, |
| Ve derhal, harika bir gelinlik istiyorsan stilist Anthony Marentino' ya gidersin. | Open Subtitles | هل ترغب في ثوب الزفاف المثالي، الذهاب إلى أنتوني Marantino، المصمم. |
| Sevmeseydim Gelinlikle burada durur muydum? | Open Subtitles | هل تعتقدون أنني كنت سأكون هنا الآن في ثوب الزفاف لو لم أكن أحبها ؟ |
| Altın gelinliği gördüm. Rüya gibi. Sen de sevdin mi? | Open Subtitles | لقد رأيت ثوب الزفاف الذهبي ، إنه كحلم ، هل أعجبك يا جاكسون ؟ |
| Leon'un gelinlikli bir fotoğrafı elimize ulaştı. | Open Subtitles | وقد استطعنا الحصول على صورة ل"ليون" فى ثوب الزفاف |
| Elbise provasına gidip, masa örtüsü beğenecekti. | Open Subtitles | لقد كانت في طريقها لتقيس ثوب الزفاف و تحضر مفرش للطاولة |
| Gelinliğinin fermuarını açıyor, gelinlik yere düşüyor, ve kız tamamen çıplak. | Open Subtitles | -قامت بفتح ثوب الزفاف -وسقط على الأرض -وأصبحت عارية بالكامل |
| Yatak odası gelinlik gibidir. | Open Subtitles | غرفة النوم مثل ثوب الزفاف |
| - Sözünü tutmasini sagla. - Tamam. gelinlik alma. | Open Subtitles | لا تشتري ثوب الزفاف |
| Bu arkadaşım Melinda. gelinlik için bize yardım ediyor | Open Subtitles | هذه صديقتي ( مليندا) ، هي ساعدتني في ثوب الزفاف |
| "Bir soru da sana, Kitty" ve yapmayın, yapmayın gelinlik sormayı bırakın. | Open Subtitles | (ها هو سؤال لكِ يا (كيتي - و بحقكِ - , بحقكِ كفى الحديث عن ثوب الزفاف |
| Sana gelinlik alacağım. | Open Subtitles | وأنا سأشترى لكِ ثوب الزفاف |
| gelinlik giyiyorum. | Open Subtitles | أنا أرتدي ثوب الزفاف |
| İlk olarak kusana kadar şampanya içeceğiz ...ve sonra seni gelinlik alışverişine götüreceğim | Open Subtitles | مخطوبة وسنحتفل {\pos(190,220)}،أولًا سنفرط في تناول الشمبانيا ثم أصحبك لتسوق ثوب الزفاف. |
| Hayır, gelinlik var üstümde. | Open Subtitles | -لا، أنا أرتدي ثوب الزفاف |
| Gelini düğünden önce Gelinlikle görmek kötü şanstır. | Open Subtitles | أمر جالب للحظ العاثر أن ترى العروس في ثوب الزفاف يوم الزفاف |
| Üstümde bir Gelinlikle koşuyorum ve eteklik kısmı mengene gibi sıkıyor. | Open Subtitles | أنا أركض مرتدية ثوب الزفاف وأشعر كما لو أن برميلاً من الجعة عالق في تنورتي |
| Gelinlikle güzel olurdun. | Open Subtitles | أظنك ستكونين جميلة في ثوب الزفاف |
| 15 dakika içinde gelinliği çıkartacağım. Yoksa deli gibi gözükeceksin! | Open Subtitles | خلال 15 دقيقة ، كنت لأخلع ثوب الزفاف هذا وإلا فستبدين مجنونة |
| - Gel, bak, buldum gelinliği. | Open Subtitles | -انظري لقد وجدت ثوب الزفاف |
| Leon'un gelinlikli bir fotoğrafı elimize ulaştı. | Open Subtitles | وقد استطعنا الحصول على صورة ل"ليون" فى ثوب الزفاف |
| Alışverişçihanım99, benim sayfama yönlendirecek şekilde gelinlikli fotoğraflarını paylaştı. | Open Subtitles | "المتسوقة 99" نشرت صوراً لها في ثوب الزفاف وكانت مرتبطة بصفحتي. |
| Elbise provasına gidip, masa örtüsü beğenecekti. | Open Subtitles | لقد كانت في طريقها لتقيس ثوب الزفاف و تحضر مفرش للطاولة |