| Ben Bill ve buraya sizin yardımınızı istemeye geldim. | Open Subtitles | أنا بيل، وقد جئت هُنا طامعاً في مساعدتكم. |
| Geleneklerimiz icabı bu yılki hasattan dolayı sizlere teşekkür etmek için bizzat geldim. | Open Subtitles | ... طبقاً لعادتِي... جئت هُنا شخصياً ... لآشكركم على حصاد العام |
| Aynı şeylerin tekrar yaşanmamasından emin olmak için buraya geldim ama bunu sağlamak için birlikte çalışmalıyız. | Open Subtitles | لقد جئت هُنا كي أتأكد أنهذالن يحدثمُجدداً... ولكن علينا العمل سوياً ... |
| Şehir dışında evlerde saklandım sonra da bir araba buldum ve geldim. | Open Subtitles | وبعد ذلك وجدت سيارة، لذا جئت هُنا. |
| Dinle, buraya iç eteğini asmanı istemeye geldim. | Open Subtitles | .... أنصتِ، أنا جئت هُنا لأطلب منكِ تعليق الثوب النسائي |
| Buraya seni görmek istemediğimi söylemeye geldim. | Open Subtitles | جئت هُنا لأخبرك أنّني لا أريد رؤيتك. |
| Buraya senin için geldim. | Open Subtitles | .أنا جئت هُنا من أجلكِ |
| - Olmaz. - Buraya bu şeyi yok etmeye geldim. | Open Subtitles | -لا، لقد جئت هُنا كي أدمر هذا الشييء |
| Ama ilk çekimim için anlaşmamı yaptım bu yüzden sırf sizle dalga geçmek ve vedalaşmak için geldim. | Open Subtitles | لكني حجرت للتوّ أول تصوير لي. لذا جئت هُنا لكي أسخر منكم... وأقول "وداعًا". |
| Avukatımı görmeye geldim. | Open Subtitles | جئت هُنا لمقابلة محاميي. |
| Buraya iyi haberlerle geldim! | Open Subtitles | جئت هُنا بأخبارٍ سارة |