Sabah yedide bir telefon geldi. George Washington Köprüsü'nde olmalıydın." | Open Subtitles | وبعد ذلك جاءتني مكالمة في الساعة السابعة صباحاّّ |
Eskiden okula gittiğim bir çocuktan bir gün bir telefon geldi. | Open Subtitles | اذاً، جاءتني مكالمة من العدم، شخص درست معه في المدرسة |
Gece 1:00 civarı bir telefon geldi. | Open Subtitles | جاءتني مكالمة في الواحدة صباحاً |
Öğlen kurşun yarası tedavi edebilir miyim diye bir telefon aldım. | Open Subtitles | جاءتني مكالمة هذا المساء، عمّا إذا كنت أستطيع علاج رجل مصاب |
Acil bir telefon aldım. Büyük bir su baskını. | Open Subtitles | جاءتني مكالمة طوارئ ماسورة رئيسية انفجرت |
telefon geldi. Sen Trettel mısın? | Open Subtitles | لقد جاءتني مكالمة هل أنت تريتل؟ |
İşten bir telefon geldi. | Open Subtitles | لقد جاءتني مكالمة من العمل |
Harvey az önce Velocity avukatlarından bir telefon geldi. | Open Subtitles | (هارفي), لقد جاءتني مكالمة هاتفية حالاً من المحامين في "فيلوسيتي", |
Herneyse, İtfaiyeden bir telefon aldım, bir teftiş yapacaklarını söylediler. | Open Subtitles | على أية حال جاءتني مكالمة من مركز الإطفاء قالوا أن عليهم إجراء تفتيش |
Üç yıl önce bir telefon aldım, önceden çektiğim bir filme New Hampshire Milli Muhafız Teşkilatını dahil etmeyi önerdiler. | TED | منذ ثلاث سنوات مضت ، جاءتني مكالمة تليفونية ، بناء علي فيلم قد صنعته في الماضي ، مع عرض بالذهاب مع حرس الحدود لولاية نيو هامشير. |
Gelirler İdaresi'nden telefon aldım. | Open Subtitles | لقد جاءتني مكالمة من مكتب الدخل المحلي |
Ertesi sabah, Mikhail'in öldürüldüğüne dair bir telefon aldım ve işi kabul etmeseydim, sıradaki bendim. | Open Subtitles | .صباح اليوم التالي ، جاءتني مكالمة .ان "ميكال" تم قتلة .وإلا إذا قبلت الوظيفة سأكون الثانية |