| Artık Afrika'daki Sub-Sahara ülkelerini tek bir bütün olarak düşünmekten vazgeçme zamanı geldi. | TED | لقد جاء الوقت الذي يجب فيه التوقف عن التفكير بأفريقيا جنوب الصحراء ككتلة واحدة |
| Şimdi terörist köyü haritadan silmenin zamanı geldi! | Open Subtitles | لقد جاء الوقت لنمحو إرهابيي هذه القرية عن الوجود |
| Senin için Pewterschmidt gibi yaşamaya başlamanın zamanı geldi. | Open Subtitles | لقد جاء الوقت لكي تعيشين مثل عائلة بيوترشميدت. |
| Galiba, bir portremi yaptırmamın vakti geldi. | Open Subtitles | أتعلم, اظن انه جاء الوقت لأرسم صورة لنفسى |
| Artık burada olduğunuz sürece hiç bilmediğiniz, dış dünyaya çıkmanızın ve görevinizi yerine getirebilmek için yeteneklerinizi ifşa etmenizin vakti geldi. | Open Subtitles | لقد جاء الوقت اخيرا من اجلكم للذهاب الى العالم الخارجى المجهول اليكم منذ جلبتم الى هنا واستخدموا مهارتكم فى تادية واجبكم |
| - Asla yaşlanmaz. ... gezegenimizin en karanlık hikayesini sana anlatmanın zamanın geldi. | Open Subtitles | جاء الوقت لأخبرك الأحداث المظلمة فى تاريخ كوكبنا |
| -Belki yemek sohbetinin zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | حســنا، لربّما جاء الوقت الذي نجري فيــه دردشة العشاء الخاصّة. |
| Kardeşliğe son bombayı atmanın zamanı geldi. | Open Subtitles | جاء الوقت للنفخة الأخيرة لتدمير أرض الأخوة |
| Nihayet seni öldürüp Kehaneti yerine getirme zamanı geldi. | Open Subtitles | لقد جاء الوقت اخيراً لكي اقتلك و احقق النبؤه. |
| Lindsay Dwyer'ın oyunlarına bir son verme ve işlediği suçların cezasını çekme zamanı geldi. | Open Subtitles | جاء الوقت لليندسي دواير أن تتوقف عن التلاعب وتدفع ثمن جرائمها |
| Aldıklarının bir kısmını topluma vermenin zamanı geldi. | Open Subtitles | جاء الوقت لتردى شيئا ما للمجتمع |
| Marucci'yle karşılaşma zamanı geldi! | Open Subtitles | ولقد جاء الوقت لمواجهة ماروتشى |
| Şeytanlarınla yüzleşme zamanı geldi Lenore. | Open Subtitles | جاء الوقت , لينور لمواجهة شياطينك |
| Sana kim olduğumu söylememin zamanı geldi | Open Subtitles | جاء الوقت لأخبرك من اكون |
| Artık benim hükümdarlığımın zamanı geldi. | Open Subtitles | لقد جاء الوقت ليبدأ عهدي |
| - Büyümenin zamanı geldi artık. | Open Subtitles | أجل، جاء الوقت لتنضجون |
| Pekâlâ sizi cıbıl götlekler, dişinize göre biriyle atışmanızın vakti geldi: | Open Subtitles | حسناً أيها الأوغاد العراة، جاء الوقت لقتال من في حجمكُم |
| "Herkesin kendi pisliğini temizleme vakti geldi." | Open Subtitles | "جاء الوقت لينظف الجميع باحتهم الخلفية." |
| Sonunda, görevimizi yapmanın vakti geldi. | Open Subtitles | اخيرا جاء الوقت لنا لتنفيذ مهمتنا |
| Artık bize gerçeği söyleme zamanın geldi. | Open Subtitles | نعتقد أنه جاء الوقت لتخبرينا بالحقيقة |
| Belki de artık Birleşik Devletler Hükümeti'nin sana yardım etme zamanı gelmiştir. | Open Subtitles | ربما جاء الوقت الذى ستساعدك فيه حكومة الولايات المتحدة |
| Eger o zaman gelirse, Bu bilimsel nedenlere dayanacaktır... ve kimsenin kişisel fikrine değil. | Open Subtitles | اذا جاء الوقت , ان الأعلان سيعتمد على الدلائل العلمية , ليس على رأي الجميع اذا جاء الوقت , ان الأعلان سيعتمد على الدلائل العلمية , ليس على رأي الجميع |