| Frankie, senin hakkında bir telefon geldi. Kim olduğunu söylemeyeceğim. | Open Subtitles | أتعلم يا فرانك جائتنا مكاملة عنك من المدينة |
| Şanslı günümüzdeyiz! Herkes dinlesin! Emir geldi! | Open Subtitles | إنه يوم السعد اسمعوا لقد جائتنا الأوامر سنتحرك غداً عند السعة 08.00 |
| 6:45'te, bir mahalle sakininden bir çocuğun gece boyunca ağladığını bildiren telefon geldi. | Open Subtitles | لقد جائتنا مكالمة هاتفية فى الساعة6: 45 من جارتها أخبرتنا أن الطفلة كانت تبكى طوال الليل |
| Ayrıca bizde füze fırlatma emri aldık. Yapacağımız da tam olarak bu. | Open Subtitles | لقد جائتنا الأوامر بإطلاق صواريخنا و هذا ما سنقوم به |
| Weps, fırlatma emri aldık. | Open Subtitles | وبس ، لقد جائتنا الأوامر بإطلاق الصواريخ |
| Bu kubbelerin aşağısında... uzaklardan gelen başka mesajlar da var. | Open Subtitles | تحت هذه القبب توجد رسائل أخرى قد جائتنا كذلك من مكانٍ بعيد |
| Bana mı diyorsun. Birleşik Devletlerden emir geldi. | Open Subtitles | أخبرني أنت لقد جائتنا أوامر للتوّ من الولايات |
| Ev patlar patlamaz mesaj geldi. | Open Subtitles | لقد جائتنا رسالة بعد انفجار المنزل بلحظات |
| - Evet? - FSNI'dan yeni sonuçlar geldi. Söyle. | Open Subtitles | ـ جائتنا بعض الأخبار من الطب الشرعي ـ أخبريني |
| Ben yokken kaç tane banka bildirisi geldi? | Open Subtitles | كم عدد رسائل المصرف التي جائتنا منذ غيابي؟ |
| Efendim, bizi Rownland'a götüren bilgi bir sivilden geldi. | Open Subtitles | سيدي،، الرأس الذي قادَنا إلى رولاند" جائتنا مِنْ شخص مدني" |
| Dava üstünde çalışırken amirlerden işe son verme emri geldi. | Open Subtitles | ثم جائتنا أوامر عليا بإغلاق ملف القضية |
| Tetikçiyle ilgili bilgi geldi. | Open Subtitles | يا سيدي، جائتنا معلومات عن المسلح |
| Tetikçiyle ilgili bilgi geldi. | Open Subtitles | يا سيدي، جائتنا معلومات عن المسلح |
| Alice, affedersin. Az önce Peter'le ilgili bir telefon geldi. | Open Subtitles | ِ(ألِس)، أنا آسف لقد جائتنا تواً مكالمة حول (بيتر)ِ |
| 10 dakika önce telefon aldık, direkt olarak Beyaz Saray avukatından. | Open Subtitles | جائتنا مكالمة قبل عشر دقائق، مباشرة من مستشار البيت الأبيض. |
| Flynn Barı'ndaki olaydan sonra yerel polisten çağrı aldık. | Open Subtitles | لقد جائتنا مكالمة من الشرطة المحلية بخصوص حادثة في حانة "فلين" |
| Nightingale'in burada olduğuna dair bir ihbar aldık ve bu adam da tarif edilene uyuyordu. | Open Subtitles | جائتنا معلومات سرية أن "العندليب" كان في الحي، والرجل الذى سار نحوك كان ينطبق عليه المواصفات |
| Demin ilçe polisinden haber aldık, 25 kişi aşırı doz olmuş. | Open Subtitles | جائتنا مكالمة من المقاطعة، |
| Sabah gelen bilgilere göre dün gece tüm şehirde yarasa benzeri bir yaratık görülmüş. | Open Subtitles | جائتنا تقارير صباح اليوم عن رؤية مخلوق يشبه الخفاش... يمر في المدينة ليلة أمس ألاّ يفترض أن... |
| Az önce gelen son detayları iletiyoruz. | Open Subtitles | لقد جائتنا آخر التفاصيل لقد وصلت للتو. |