| Ama bana gerçekten teşekkür etmek istiyorsan duştan çıktığımda mantarlı ve keçi peynirli omletim hazır olsun. | Open Subtitles | لا عليك ، و لكن إن كنت تود شكرى حقاً فالتعد لى طبق أومليت بالماشروم و جبن الماعز بينما آخذ أنا حماماً |
| Ya da keçi peynirli pasta hamurunu. | Open Subtitles | أو معجنات الرياح الطائرة المصنوعة من جبن الماعز بالأعشاب |
| Ispanaklı ve keçi peynirli bir salata alıyım. | Open Subtitles | سأتناول السبانخ وصلصة جبن الماعز -اختيار جيد |
| Senin, süzme peynir kıvamında, uysal ve yumuşak başlı olduğunu söyledim. | Open Subtitles | قلت أنك ناعم ولين مع لمسة من جبن الماعز جبن الماعز؟ |
| Harika, içinde dilimlenmiş domates ve süzme peynir olması şartıyla. | Open Subtitles | يبدو رائعا, نقوم بصنعه بمملعقة من جبن الماعز |
| keçi peynirli Capellini'yse mükemmelliğin utancını taşıyordu. | Open Subtitles | جبن الماعز و معكرونة كادت أن تكون كاملة |
| Kendime biraz keçi peynirli kırmızı biber alacağım! | Open Subtitles | سأقوم بسلب بعض جبن الماعز وبعض الفلفل ! |
| Ah, peynir beni şişiriyor, özellikle rokfor, bazı çedar ve keçi peynirleri. | Open Subtitles | "الجبن يجععلني انتفخ, خاصتاً "روكفرت وبعض الشيدر, احياناً جبن الماعز |
| Yaptığım keçi peynir puf böreğinden alır mıydınız, hanımefendi? | Open Subtitles | هل يمكنني تقديم فطائر جبن الماعز التي صنعتها , يا "سيدتي " ؟ |
| Bir başkasında Cary Agos'a Finn Polmar'ın "süzme peynir kıvamında, uysal ve yumuşak başlı" olduğunu söylüyorsun. | Open Subtitles | وفي واحدة أخرى تخبرين (فيها (كاري آغوس) أن (فين بولمار "ناعم ولين مع لمسة من جبن الماعز" |