| Bayrağın selâmlanması ve millî marşın söylenmesi geleneğin bir parçasıydı. | Open Subtitles | تحية العلم الهولندى وغناء النشيد الوطنى كانتا جزءاً من الطقوس |
| Bir kısmını erzak hesabıma gönder. Gerisine de sonra bakarız. | Open Subtitles | ضع جزءاً من نصيبي في حسابي ماتبقى سنرى فيما بعد |
| Durun biraz, durun. Telsiz konuşmalarını dinledim. Kafatasından bir parça kesildiğini söylediler. | Open Subtitles | انتظري للحظة، كنت أستمع للاسلكي وقالوا أنّ جزءاً من جمجمتها قد اقتطع. |
| Bu sabah işe giderken planıma dahil değildin ama buradasın işte. | Open Subtitles | عندما غادرت متجهاً لعملي في الصباح لم تكن جزءاً من مخططي |
| Kalbinde ona bir yer ayırırsın. Senin bir parçan olur. | Open Subtitles | أنتِ تصنعين لها مكاناً في قلبك إنه تصبح نوعاً ما جزءاً منك |
| Bu toplumun bir üyesi olarak kalmak istiyorsan bu standartlara uymanı tavsiye ederim. | Open Subtitles | إذا كنت تريد أن تظل جزءاً من هذا المجتمع فأنصحك إذاً بأن تتبعها |
| Onu görmek, duymak istemiyorum, fakat hâlâ o benim bir parçam. Gerçek bu. | Open Subtitles | لا أريد رؤيته، أو سماع صوته، لكن ما زال جزءاً مني، تلك حقيقة |
| Sana haberlerim var canım benim sen de onun bir parçasısın. | Open Subtitles | حسناً، لدي أخبار لك، يا عزيزي، أنت جزءاً من ذلك أيضا. |
| L o kullanmıyordu bile Ve, bana sadece bir parçasıydı. | Open Subtitles | و حتى لو لم أستخدمها لقد كان فقط جزءاً مني |
| Ama o ekiple o merakı paylaşmak da benim için önemli olan şeylerin bir parçasıydı. | TED | لكن مشاركة هذا الجمال مع الفريق كان جزءاً مهماً عندي. |
| Öyleyse, evliliğimiz sadece, treni havaya uçurma planın bir parçasıydı. | Open Subtitles | إذاً زواجنا لم يكن إلا جزءاً من خطة لتفجير هذا القطار ؟ |
| Bir kısmını erzak hesabıma gönder. Gerisine de sonra bakarız. | Open Subtitles | ضع جزءاً من نصيبي في حسابي ماتبقى سنرى فيما بعد |
| İçeri soktuğun o profiteroller de dikkatinin bir kısmını çalıyor bence. | Open Subtitles | أظن أن كيس كرات الكريمة يأخد جزءاً من انتباهك على الأقل. |
| Ve sakın pastayı mahvetme. Çocuklarıma bir parça götürmeye söz verdim. | Open Subtitles | ولا تفسد قالب الحلوى لقد وعدت أبنائي أن أحضر لهم جزءاً منها |
| Otopsi sırasında vücuttan birşey aldı- bir yadigar, kalp şeklinde kıyafetinden kestiği bir parça kumaş. | Open Subtitles | أخذ شيئاً منها, أخذ جزءاً كتذكار. أخذ جزءاً من ملابسها على شكل قلب. |
| Bu olanlara seni dahil etmemeliydi. Bağlılığını fırsat bilmiş. | Open Subtitles | كان مخطئاً بجعلك جزءاً منه لقد استغل إخلاصك |
| Bize söylendiğine göre bayanlar baylar bu gördüğünüz ünlü felakette yer alan avizenin ta kendisi. | Open Subtitles | قيل لنا أيها السيدات والسادة، بأن هذا الشمعدان يعتقد بأنه جزءاً من الكارثة المشهورة |
| Bu toplumun bir üyesi olarak kalmak istiyorsan bu standartlara uymanı tavsiye ederim. | Open Subtitles | إذا كنت تريد أن تظل جزءاً من هذا المجتمع فأنصحك إذاً بأن تتبعها |
| Kendimi cehaletine çare aramak istemeyen insanlara maruz bırakmayacaktım. Artık bir parçam olan şeyin bana karşı bir silah olarak kullanılmasına asla izin vermeyecektim. | TED | لم أكُن لأُعرض نفسى لأُناس لا يُريدون محو جهلهم، ولم أكُن لأدع شيئاُ يُعدُ الأن جزءاً منى أن يُستخدم كسلاح ضدي. |
| Sen de onun büyük bir parçasısın. Bu güzel. Hayatının büyük bir parçası olmayı isterim. | Open Subtitles | هذا عظيم، أريد أن أكون جزءاً كبيراً من حياتكِ لكنّي لا أريد أن أكون جزءاً كبيراً من حياتهم |
| El yazınıza güvenmeyi öğrenmelisiniz. Bu hayatınızın önemli bir kısmı haline geliyor. | Open Subtitles | يجب أن تتعلم أن تثق بخط يدك سيصبح جزءاً هاماً من حياتك |
| Ben ise hiçbir parçasını, seninde dediğin gibi, bu dünyaya ait olduğunu göremedim. | Open Subtitles | لم أرَ جزءاً من والدي ولم يكن محكوماً بهذا العالم على حد تعبيرك |
| -Ne bekliyorsun, bilmiyorum ama ben bu işin bir parçası olmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف ما تتوقعه مني. لا أريد أن أكون جزءاً من هذا. |
| Öyle dedin ama, bir parçan beni görmeye geldiğini söylüyor. İtiraf et. | Open Subtitles | ذلك ما قلتيه، لكن جزءاً منكِ أتى إلى هنا لرؤيتي، اعترفي بذلك |
| İnanın, bugünün siyasi sisteminin bir parçasıydım, hala bir parçasıyım ve bir şeylerin değişmek zorunda olduğunu biliyorum. | TED | صدقوني لقد كنت و لا زلت جزءاً من النظام السياسي اليوم و أعلم أن بعض الأشياء يجب أن تتغير |
| İnsanların beynin çok küçük bir bölümünü kullandığı söylenir. | Open Subtitles | نحن لا نستخدم إلا جزءاً يسيراً من أدمغتنا. |
| Sonra anladık ki suikast, hükümetin içinden yönetilen mevcut yönetimi devirmek için hazırlanan daha büyük bir planın parçasıymış. | Open Subtitles | وأدركنا حينئذٍ بأن الاغتيال كان جزءاً من مخططٍ كبير من داخل الحكومة للضفر بإدارة الحكومة |