"جزء لا" - Traduction Arabe en Turc

    • bir parçası
        
    • parçasıdır
        
    Booth Hill'la ilgili gelişmeler planlama bürosunu içine alan tezgâhın bir parçası. Open Subtitles تطوير بوث هيل هو جزء لا يتجزأ من مخطط الإسكان التابع للمجلس.
    Heyecan verici çünkü biz doğal olarak , diğer zeki varlıklara ilgi duyuyoruz ve bence bu bizim doğamızın bir parçası. TED إنه ممتع لأننا طبيعياً مهتمين بمخلوقات ذكية أخرى, وإني أعتقد أنه جزء لا تجزأ من كياننا.
    Ve bu dönüm noktaları, profesyonel iş hayatım boyunca odaklandığım şeylerin bir parçası ve bölümüdür. TED والتحولات هي جزء لا يتجزأ في ما كنت قد ركزت عليه في معظم حياتي المهنية.
    İçimizdeki bu büyüleyici bakteri evreni sağlığımızın tümleşik bir parçasıdır ve teknolojimiz o kadar hızlı evriliyor ki bugün bu bakterileri, tıpkı bilgisayarlara yaptığımız gibi programlayabiliyoruz. TED إن العالم الساحر من البكتيريا بداخلنا هو جزء لا يتجزأ من صحتنا، وإن تقنيتنا تتطور بسرعة شديدة حتى أن بإمكاننا اليوم برمجة هذه البكتيريا كما نبرمج الحواسيب.
    Böyle gider, bilişsel uyumsuzluk bizim petrolle uğraşma şeklimizin parçasıdır ve bu petrol sızıntısıyla uğraşmak gerçekten çok önemli. TED و غيرها, التناقض الإدراكي جزء لا يتجزأ في الطرقة التي نتعامل بها مع النفط و من المهم جداً أن نتعامل مع حوادث تسرب النفط
    Eş cinselliğimi özümsemek kırsallığın bir parçam olduğunu ve benim de onun silinemez bir parçası olduğumu anlamaktır. TED إن توطين غرابتي يعني استيعاب أن الريف هو جزء مني، وأنا جزء لا يتجزأ منه.
    Demokrasinin başı dertte, bunda şüphe yok ve bu kısmen, kendinin de bir parçası olduğu derin bir ikilemin sonucu. TED الديمقراطية تواجه مشكلة بلا شك، وهي تشكل جزء لا يتجزأ من مشكلة عميقة.
    Sanal alem hayatımızın bütünleyici ayrılmaz bir parçası çünkü bilgisayarlar hayatımızın ayrılmaz bir parçası bilgisayarınız olmasa bile. TED السيبرانية هي جزء لا يتجزء من حياتنا، لأن الحواسيب هي جزء لا يتجزء من حياتنا، حتى وإن لم يكن لديكم حاسوب.
    Orman, kentsel varlığımızın bütünleyici bir parçası olabilir. TED يمكن للغابة أن تكون جزء لا يتجزأ من وجودنا الحضري.
    Sağlık sistemi ve diğer önemli sağlık kurumlarını korumanın görevlerinin ayrılmaz bir parçası olduğunu görsünler istiyoruz. TED نحن نريدهم أن يرون أن حماية الأنظمة الصحية والمؤسسات الاجتماعية الأساسية الأخرى جزء لا يتجزأ من مهمتهم.
    Geçit, ruhani kültürlerinin önemli bir parçası olmalı. Open Subtitles البوابة جزء لا يتجزء من الثقافة الروحيه.
    Hâlâ sigaranın Amerikan hayatının bir parçası olduğunu ileri sürebiliriz. Open Subtitles مازال يمكننا أن نقول ان التدخين جزء لا يتجزّأ من حياة الامريكي
    Saygısızlık etmek istemem ama hamamlar Roma yaşamının, çok önemli bir parçası... Open Subtitles .. مع احترامي لك الحمامات جزء لا يتجزأ من الحياة الرومانية
    Tayvan'ın, Çin'in ayrılmaz bir parçası olduğunu anlamak zorundasınız. Open Subtitles عليك أن تفهم ان تايوان جزء لا يتجزأ من الصين
    Yüzbaşı Mane'in, ekibinin ayrılmaz bir parçası olduğundan bahsediyor. Open Subtitles يتحدث عن كون الملازم ماين جزء لا يتجزأ من فريقه.
    Senin için lanetli bir şey belki ama, bana göre insan olmanın önemli bir parçası. Open Subtitles ربما يكون كاللعنة بالنسبة لكِ ولكنه جزء لا يتجزأ من البشر كلهم
    Müzik Afro-Amerikan kültürün ayrılmaz bir parçası. Open Subtitles حسنًا، الموسيقى جزء لا يتجزأ من ثقافة الأفارقة الأميركيين
    Disiplin eğitimimizin ayrılmaz bir parçasıdır. Open Subtitles الانضباط... هو جزء لا يتجزأ من التعليم لدينا ..
    Ve şaka yapılmış olmak, S.H.I.E.L.D. ajanı olmanın ayrılmaz bir parçasıdır. Open Subtitles وأن تتعرض لمقلب لهو جزء لا يتجزأ من كونك عميل لـ(شيلد)
    Asteğmen Martin operasyonun bir parçasıdır. Open Subtitles انسين مارتن جزء لا يتجزأ من عملياتنا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus