| En büyük zorluk, çevre bilimi, hava kalitesi yönetimi ya da atmosfer kimyası hakkında pek fazla bir şey bilmememdi. | TED | وكان التحدي الرئيسي، هو أنني لم أكن أعرف الكثير حول علوم البيئة مثل إدارة في جودة الهواء أو كيمياء الطقس. |
| İmplant kullanıcıları için ses kalitesi ne demek anlayabilmek adına bazı çalışmalar yaptık. | TED | الآن قد قمنا ببعض الدراسات لمعرفة ماهية جودة الصوت لدى مستخدمي القوقعة المرزوعة. |
| Ve hiçbir yerde eğitim sisteminin kalitesi öğretmenlerin kalitesini geçmiyor. | TED | ولا يوجد نظام تعلو فيه جودة التعليم عن جودة مدرسيه. |
| Sadece bir kaç yüksek kalite parçaya ihtiyacın var, oradan başlayacağız. | Open Subtitles | تحتاجين فقط لبضعة قطع ذات جودة عالية، و سنبدأ من هناك |
| Unutmayın, karakterli ve kaliteli mekânlar meydana getirmek için alan oluşturma yeteneğine sahip olmanız gerekir. | TED | وتذكر ، لإنشاء مكان ذا طابع و جودة ، عليك أن تكون قادرا على تحديد المساحة. |
| OECD, ara sıra hizmet kalitesine bakıyor ve üye ülkelerin verilerine ulaşıyor. | TED | ومنظمة التعاون والتنمية، في الغالب، تنظر إلى جودة الرعاية التي منها يمكنهم الحصول على المعلومات من خلال الدول الأعضاء. |
| Sonuç olarak bugün hâlâ, yüksek kalitede eğitim isteyen ve bunu hak eden pek çok kişiye yeterli kontenjan bulunmuyor. | TED | وكنتيجة لذلك، لا توجد اليوم مقاعد كافية للكثير من الناس الذين يرغبون ويستحقون تعليما ذا جودة عالية |
| Bakın, bu olayın binanın kalitesi üzerinde hiçbir etkisi yok. | Open Subtitles | انظري، الحادثة ليس لها أي تأثير على جودة هذا المكان؟ |
| Kirlilik yakın zamanda olmuş olmalı çünkü hiçbir su kalitesi raporunda görünmüyor. | Open Subtitles | لابد أن التلوث مؤخراً لأنه لا تظهر أي بلاغات على جودة المياه |
| Annem her zaman, iş konusunda malzemenin kalitesi esastır derdi. | Open Subtitles | والدتي كانت تقول دائماً، في التجارة جودة البضاعة هي الأساس.. |
| İnsanların yaşam kalitesi ve şartlarını ne kadar zenginleştirebiliriz? | TED | إلى أية درجة يمكننا تطوير جودة الحياة وشروط عيش الناس؟ |
| Bu implant, müziğin o sıcaklık veren kalitesini iletmez. | TED | لا تقوم القوقعة المرزوعة بنقل جودة الموسيقة التي توفر أشياء من قبيل الدفء. |
| Yaşadığımız hayatın kalitesini belirleyen budur -- zengin ya da fakir, ünlü ya da tanınmamış, sağlıklı ya da acı çekiyor olmamız değil. | TED | ان هذه الطريقة تحدد نوعية و جودة الحياة التي نعيشها ليس ان كنا اغنياء او فقراء مشهورين او مجهولين أصحاء أو مرضى |
| İnsanlaştırılmış teknolojiyle uykumuzun kalitesini ölçebiliriz. | TED | بالتكنولوجيا البشرية يمكننا مراقبة جودة دورات نومك. |
| İki ses klibi arasındaki kalite farkını ayırt edemiyorlar. | TED | لا يمكن معرفة الاختلافات في جودة الصوت بين هذين المقطعين. |
| Bu herhangi birinin hayat kurtaran bilgiyi toplamasını ve ortaya çıktıkça suyun kalite koşullarını denetlemesini mümkün kılıyor. | TED | هذا سيجعل من الممكن لأي كان أن يجمع معلومات منقذة للحياة ومراقبة وضعية جودة المياه وهي تنكشف. |
| Yaptığımız ise bütün bu bilgileri taramak ve yüksek kaliteli olmayan tüm verileri ayıklamak. | TED | وما نقوم به هو القراء من خلال كل هذه السجلات وإلغاء كل البيانات التي ليست ذات جودة عالية. |
| Burada olan eğitimcilerin ne kadar kaliteli olduklarını sizler gördünüz. | TED | لقد رأيت جودة المدرّسين الذين كانوا هنا. |
| Ben ona AQI Kız diyorum ve onun ifadeleri ile saç rengi dışardaki havanın kalitesine göre değişiyor. | TED | أنا أدعوها فتاة مؤشر جودة الهواء، وتتغير تعبيراتها ولون شعرها بناء على جودة الهواء بالخارج. |
| Bence yiyeceğin lezzeti ne kadar iyi pişirebildiğine bağlı olarak değişiyor. | Open Subtitles | اتعرف , انا اعتقد ان الطعم الطعم يتوقف على جودة طبخه |
| Bu, insanlara mantıklarının kalitesinin cefasını verdi ve güçlü yanlarında bütünüyle üçgenlere dönüştü. Böylece insanlar birbirleriyle etkili şekilde iletişim kurabildi. | TED | منح هذا للناس صرامة في جودة منطقهم، وأعاد العديد من المثلثات إلى وضعها الصحيح، وأصبح الناس يتواصلون بفاعلية مع بعضهم البعض. |
| Mahalledeki tüm posta kutularının kalitesinde yarattığı artış için teşekkür etmek istedim. | Open Subtitles | وأردت أن أقول,شكراً لكم التطور الكلي في جودة صناديق البريد قد فعلت |
| Yusuf'un bizden üstün olduğunu mu söylüyorsun, hatta Yahuda'dan bile? | Open Subtitles | هل تقول أن يوسف أرقي مننا جميعا حتي جودة |
| Peki ama Chasung hep yüksek ürün kalitesinden söz edip hiçbir şey yapmamışken neden durup dururken öyle bir şey yapıyor? | Open Subtitles | ..ولكن لماذا تشاسونغ تقوم بِـ مثل هذا الحدث فجأة؟ عندما يتحدثون دائماً عن جودة منتجاتهم العالية ولا تباع ابداً |
| Flaming Nettle Gouda denilen çok ender ve çok pahalı bir peynirde. | Open Subtitles | لذلك، الجبن مكلفة نادرة جدا دعا المشتعلة القراص جودة. |
| Dünyadaki en büyük taş değildir, ama emin ol yüksek kalitelisi. Çok güzel. | Open Subtitles | إنها ليست ماسات الأكبر في العالم، لكن أعدكِ إنها ذي جودة عالية للغاية. |