| Dil balığı hafta sonu için kız arkadaşını getiriyor. | Open Subtitles | جَلْب "فولاندر" صديقتِه لعطلة نهاية الإسبوعِ |
| Devriye arabası onu bana getiriyor. | Open Subtitles | جَلْب الدوريتِه لي. |
| Greg dışkı, kan ve kusmuk örneklerini getiriyor. | Open Subtitles | قيئ جَلْب جريج، الدمّ وfecals. |
| Yani Rusya, Romanya, Çin ve Tayland'dan gelin getirmek konusunda ustasın... | Open Subtitles | لذا تَتخصّصُين في جَلْب العرائسِ مِنْ روسيا ورومانيا والصين وتايلند؟ |
| Bu akşam kardeşim Niles Crane ve ben büyük bir yeteneği tekrar huzurlarınıza getirmek arzusuyla heyecanlanmıştık. | Open Subtitles | اللّيلة، أَخّي، رافعة النيل، وأنا تَمنّى جَلْب a موهبة عظيمة عُدْ إلى المرحلةَ. أي حقاً، ممثل موهوب حقاً. |
| Hemen sinirlenme, plaja kum getirmek anlamsız olur. | Open Subtitles | لا تَكُنْ مجنون. l لا يَستطيعُ جَلْب الرملِ إلى الشاطئِ. |
| Kral Herod kumar getiriyor! | Open Subtitles | الملك هيرود جَلْب القمارِ! |
| Kendini buraya getirmek istememiş. | Open Subtitles | هي لَمْ تُردْ جَلْب نفسه هنا. |