| Bir yakının sana çok ihtiyacı olduğunu söyle. | Open Subtitles | أخبرْيهم أن شخص ما قريب منك في حاجةِ ماسة لك |
| Ama görünüşe bakılırsa benim gemim var ve sizin yok, kurtarmaya ihtiyacı olan sizsiniz ve havamda olduğumu da sanmıyorum. | Open Subtitles | لَكنَّه يَبْدو ذلك كما أَمتلكُ a سفينة وأنت لا، أنت الواحدَ في حاجةِ إنْقاذ، ولَستُ متأكّد بأن أَنا في المزاجِ. |
| Canı sıkkın ve mutlu bir ortamda bulunmaya ihtiyacı var. | Open Subtitles | هي أسفل وفي حاجةِ a بيئة سعيدة. l يُمْكِنُ أَنْ يَستعملَ نفس الشيءِ. |
| Ayrıca ona da ihtiyacım yok. | Open Subtitles | كلّا، إنّه لا يحتاجني وأنا لستٌ في حاجةِ إليه |
| Annenin benimle olmasına o kadar ihtiyacım vardı ki. | Open Subtitles | لقد كنتٌ في حاجةِ لوالدتكِ بدرجةِ فظيعة لكي تظلٌّ بجانبي |
| "Ne yapacağımı bilemiyorum. Yardıma ihtiyacım var." | Open Subtitles | "لا أدرى ماذا أفعل, أنا فى حاجةِ إلى المساعدة". |
| Onun biraz temiz havaya ihtiyacı var. | Open Subtitles | l يَشْعرُ بأنّه في حاجةِ بَعْض الهواء النقي. |
| Bu sadık seçmenin öğüdüme ihtiyacı var ve ben de bunu ona sağlamalıyım. | Open Subtitles | هذا الناخبِ المخلصِ في حاجةِ المستشارِ، وl يَجِبُ أَنْ يُزوّدَه. |
| Bu geri zekalının bunun için uyuşturucuya ihtiyacı yok. | Open Subtitles | أوه، هذا الأبلهِ لا مخدّرات حاجةِ لتلك. |
| Sana ne kadar ihtiyacı olduğunu tahmin ediyorsundur. Tabii ki de hayır. | Open Subtitles | أتعلمي، إنّه في حاجةِ ماسةِ إليكِ |
| Buna ihtiyacı yok. | Open Subtitles | كَما أنها ليست في حاجةِ لتلكَ الحُبوب |
| Jake'in bize ihtiyacı var. Barron çok güçlü. | Open Subtitles | إنّ (جيك) في حاجةِ إلينا لأنّ (بارون) قويٌ للغاية |
| Milo, yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | "مايلو" أنا في حاجةِ لمساعدتكَ |
| Anton. Yardıma ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنطون" أنا في حاجةِ للمساعدةِ" |
| İki ekibe ihtiyacım var. | Open Subtitles | l فريقا حاجةِ إثنان. |
| - Yardımınıza ihtiyacım var. | Open Subtitles | - - أَنا في حاجةِ لمساعدتِكِ. |