| bunun silinmesi gerek. Bu gibi durumlarda, yoneticiler aninda siliyorlar. | TED | مما يتوجب حذفه. في حالات مثل هذه، يقوم المدراء بحذفها فقط. | 
| Bu gibi durumlarda bilgi, "bilmen gerekeni bil" temelinde değerlendirilir. | Open Subtitles | - - في حالات مثل هذه المعلومات تحتاج الى قاعدة | 
| Bu gibi durumlarda tekrardan kanama alışılmış bir şeydir. | Open Subtitles | عودة النزيف شيء شائع في الحقيقة في حالات مثل هذه | 
| Belki de bu gibi durumlar için almalısın. | Open Subtitles | ربما كان عليك تدوين ملاحظات من أجل حالات مثل هذه | 
| Bu gibi durumlar için deneyimi olan birisini. | Open Subtitles | شخص بخبرة في حالات مثل هذه. | 
| Tansiyon gibi durumlarda, hayatınız boyunca ilaç almanıza ve sonsuza kadar hasta olmanıza gerek yok. | Open Subtitles | حالات مثل ضغط الدم المرتفع، ليس عليك أن تأخذ أدوية لبقية حياتك وتكون مريضاً إلى الأبد. | 
| Bunu kavramak psikiyatride ve nörolojide birçok kapı açıyor, çünkü nihayetinde depresyon ve şizofreni gibi durumlarda, sadece belirtileri tedavi etmektense sonunda ana kaynağa ulaşmış oluruz. | TED | إدراك هذا يقوم بفتح آفاق جديدة فى علم النفس والأعصاب، لإنه باستطاعتنا أخيراً أن نصل إلى آلية العمل بدلاً من أن نعالج الأعراض فقط فى حالات مثل الاكتئاب و انفصام الشخصية. | 
| Depresyon gibi durumlarda bile, duygusal destek açısından hayvan kullanımını bile. | Open Subtitles | بما فيها تلك المستخدمة للحصول على الدعم العاطفي في حالات مثل الاكتئاب ، |