| Cesedin giysileri çıkarılmış. Haşlayarak ya da asit kullanarak cesedi iskelet haline getirmişler. | Open Subtitles | نعتقد جسمه عرّى ثمّ هيكل، من المحتمل بغلي أو إستعمال حلّ حامضي. |
| Katil, yüzüne asit dökmüş olabilir. Öyle olsaydı ölmeden önce bağırırdı. | Open Subtitles | حسنا، إذا هو كان حامضي في الوجه، هو كان سيصرخ قتل دامي. |
| Çocuğun teki daha fazla gevrek istedi diye suratına asit yemişti. Yengemi kutuya koyamazsın. | Open Subtitles | ذلك الفتى ألقوا على وجهه محلول حامضي لأنه طلب المزيد من البسكويت |
| Eğer asidotik olursa tüp takmanız gerekiyordu. | Open Subtitles | يا شباب كان من المفترض أن تضعوا له أنبوبة عندما يصبح حامضي |
| DNA'm, hücre dokusundaki DNA ile eşleşti. | Open Subtitles | حامضي النووي تفاعل مع الحامض النووي للخلية الأخرى. |
| Haşlayarak ya da asit kullanarak cesetleri iskelet haline getirmişler. | Open Subtitles | من المحتمل بغلي أو الإستعمال حلّ حامضي. |
| Eric, çantanda asit fosfotaz var mı acaba? | Open Subtitles | إيريك، هَلْ أنت لَهُ phosphatase حامضي في عُدّتِكَ، رجاءً؟ |
| asit bulutu! Saklanın! | Open Subtitles | ضباب حامضي, إحتموا |
| asit tükürüğü. | Open Subtitles | بصاق حامضي |
| asit bulutu! Saklanmalıyız! | Open Subtitles | ضباب حامضي |
| Eğer asidotik olursa tüp takmanız gerekiyordu. | Open Subtitles | يا شباب كان من المفترض أن تضعوا له أنبوبة عندما يصبح حامضي |
| DNA'mın incelenmesiyle ilgileneceğini pek sanmam. | Open Subtitles | حسناً، لا أظنه مهتماً بإختبار حامضي النووي |